HAMİLELİĞİNİN İLK3 AYINDA KARŞILANABİLENECEK SORUNLAR

  Birinci Trimesterde Karşılaşabileceğiniz Olumsuz Durumlar
Kanama: Hamileliğin birinci trimesterinde vajinal kanama ile karşılaşabilirsiniz. Öyle he­men paniğe kapılmayın!.. Bu kanamalar, regl kanamasına göre daha az miktar­da olur ve birkaç gün sonra geçer. “Yerleşme” kanaması da denilen bu durum, döllenmiş yumurtanın rahmin duvarına ilişmesi nedeniyle olur. Yerleşme nede­niyle gerçekleşen bu kanama, endişe edilmesi gereken bir durum değildir. An­cak bazen kadınlar, hamile olduklarını bilmedikleri zaman bu kanamayı regl ka­naması sanıp günlük yaşantılarına devam edebilmektedir.
Kanamalar, birinci trimesterin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıksa bile bir düşüğün habercisi olmayabilir. Hamile kadınların üçte biri, bu süre boyunca kü­çük vajinal kanamalarla karşılaşıyor ve buna rağmen sağlıklı bebekler dünyaya getiriyor.
Ancak şu bilinmelidir ki bazı vajinal kanamalar masum değildir ve bir düşüğün habercisi olabilir. Düşükler kendilerini çoğunlukla şiddetli karın ağalarıyla ve kas sancılarıyla gösterir. Böyle bir durumla karşılaştığınız zaman bir an önce doktorunuza görünmenizde yarar vardır. İster masum ister değil herhangi bir kanamayı doktorunuza bildirmenizi öneririz. Eğer tehlikesiz bir kanama geçiri­yorsanız, doktorunuz büyük olasılıkla evde bir süre dinlenmenizi ve egzersiz gi­bi hareketlerden kaçınmanızı önerecektir.

Düşük : Düşüğün nedenlerine ve sakınma yollarına ilerleyen zamanlarda daha ayrıntılı bir şekilde değineceğiz. Birinci trimesterde daha sık karşılaşılan bir durum olan düşük, hamile olduğunuzu bilmiyorsanız daha siz farkına varamadan kendini bir kanama şeklinde gösterebilir. Böylelikle hamileliğiniz, siz hiçbir şey anlamadan sona ermiş olur. Bazen ağrı, sancı olmadan yaşanan bu dü­şüklerin farkına varmayabilirsiniz. Genellikle şiddetli karın krampları ve sancı­ları, vajinal kanamalar şeklinde belirtileri olan düşüğün ardından ilk yapmanız gereken doktorunuza gitmektir. Eğer yapılabilecek bir şey yoksa ve hamileliği­niz sonlanmışsa bile hemen moralinizi bozmayın. Bundan sonraki gebeliğinizin iyi gitme şansı oldukça yüksek!

Dış Gebelik: Dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim dışına yerleşmesi durumunda oluşur. Örneğin yumurtanın tüplerde, yumurtalıkta, karın içinde veya rahim ağzında bulunması durumunda dış gebelikten söz edilir. Belirtileri ise normal gebelik be­lirtileri gibi başlar. Daha sonra şiddetli karın ağrıları, vajinal kanama, yorgunluk ve bayılma hali eklenebilir. Geç fark edilirse dış gebelik anne adayının yaşamını tehdit edebilir. Durum ultrason görüntüleriyle saptandıktan sonra hekim tara­fından gerekli müdahaleler yapılır. Bu durumda döllenmiş yumurtanın rahim içine taşınması mümkün olmadığından, hamilelik bazı ilaçlarla veya cerrahi ola­rak sonlandırılmak durumundadır.

Yumurtalık Dönmesi: Yumurtalığınızda bulunan bir kist ya da gebelik gibi yumurtalığınızın büyüme­sine sebep olan başka bir durum yumurtalığınızın dönmesine neden olabilir. Yu­murtalıkla birlikte onu besleyen kan damarları da dönerek yumurtalığın kanlan­masını bozar. Yumurtalık dönmesinin en önemli belirtisi, karnın bir tarafına gi­rip çıkan şiddetli ağrılardır. Jinekolojik olarak acil kabul ettiğimiz böyle bir du­rumla karşılaştığınızda hemen doktorunuza koşmalısınız.

Birinci Trimesterde Bebeğin Gelişimi:Yumurtanın döllenmesiyle başlayan hamileliğinizin ilk gününden itibaren bebe­ğiniz hızla gelişmeye başlar ve ondan sonraki adetiniz gecikince büyük ihtimal­le hamileliğinizi fark etmiş olursunuz. İdrarda gebelik testi özellikle laboratuar koşullarında uygulandığında yumurtlamanızdan yaklaşık 2 hafta sonra “pozitif” sonuç vermeye başlar. Evde uygulanan testler o kadar hassas değildir ve bu dö­nemde “negatif” sonuç vererek sizi yanıltabilir. Doktorunuz tarafından önerile­cek olan kan testi ile gebeliğin varlığı daha da erken ortaya konabildiği gibi pla­senta tarafından üretilen Beta hCG hormonunun miktarı da ölçülebilir. Dokto­runuz vajinal ultrason yaparak adet gecikmesinden yaklaşık 1 hafta sonra gebe­lik kesesini görebilir.

6. haftadan itibaren kalp atışlarını duyabilirsiniz! Tabii ki hekiminizin uygula­yacağı ultrason yardımıyla… Bebeğiniz artık bir embriyodur. Sinir sistemi başta olmak üzere gözler, kulaklar, kol ve bacaklar, birçok organ oluşmaya başlamış­tır. Bu dönem onun dış etkenlere karşı en hassas olduğu dönem olarak kabul edilir. Yani yediklerinize, içtiklerinize dikkat! Radyasyondan da uzak durun!

7. haftanın sonunda bebeğinizin boyu 12 mm.’yi bulmuştur. 30-40 mm boyun­da olduğu 9. haftadan sonra ise bebeğiniz dans etmeye başlar! Bebeğinizin hare­ketlerini ve kalbinin atışını ultrason görüntülerinde takip edebilirsiniz. Ancak, hareketlerini hissetmeniz için henüz erken! Başı daha dik konumdadır ve yüz formu ortaya çıkmaya başlar. Gözleri ise, yüzünün her iki yanında balık gözleri gibi durmaktadır. Bu hafta, cinsiyetin özelliklerine bağlı olarak cinsel organları da şekillenmeye başlamıştır.

10. hafta, bebeğiniz için birçok dönüm noktasını da beraberinde getirir. Bu haf­tada bebeğiniz fetus adını alır. Bebeğin eşi, plasenta bu hafta çalışmaya başlar ve ona ihtiyacı olan besinleri ulaştırır, atıkları uzaklaştırır. Buraya kadar kendinize çok dikkat ettiğiniz için biraz nefes alabilirsiniz! Bu haftadan sonra düşük olası­lığı gittikçe azalır. Bu sırada ağırlığı 4-5 gram kadardır.

11. haftada hemen hemen bütün organ ve yapılar şekillenmiş ve fonksiyon gör­meye başlamıştır. Artık el ve ayak parmaklarının birleşikliği son bulur ve par­makları insan parmağına benzemeye başlar. Cinsel organları şekillenmeye de­vam eder. Ama hemen bebek odası renklerini hazırlayabileceğinizi düşünmeyin. Bebeğinizin cinsiyetinin ultrasonografide görülmesine daha birkaç hafta var.

12. haftanın sonunda bebeğinizin tüm organları oluşmuştur ve ağırlığı 14 grama kadar çıkmıştır. Ses telleri bu dönemde oluşur, yani doğar doğmaz atacağı ilk çığlıklarının hazırlığı bu dönemde başlar. Bu haftanın sonunda hamileliğinizde birinci trimester sona ermektedir. Bundan sonraki süreçte bebeğinizin gelişimi hızlanacak ve sizin şikayetleriniz azalacaktır