31 Mayıs 2012 Perşembe

SEVDİĞİN MEYVE KAREKTERİNİ ELE VERİYOR.

Sevdiğiniz meyveye göre karakteriniz!
 Portakal, elma, muz, kiraz, üzüm, şeftali, ayva, armut, incir, kavun... Bunların arasından en çok hangisini seviyorsunuz?İşte severek yediğiniz meyveye göre karakter analizi...

 Eğer en sevdiğiniz meyve PORTAKAL ise...
Sonsuz sabır ve iradeye sahip bir karaktere sahipsiniz.Sevdiğiniz meyveye göre karakteriniz! Partnerinizi ince eleyip sık dokuyarak seçiyor; ve onu tüm kalbinizle seviyorsunuz. Anlaşmazlıkları ne pahasına olursa olsun engelliyorsunuz
 
 Eğer en sevdiğiniz meyve ELMA ise...
Savurgan, fevri ve lafını sakınmayan bir insansınız; sert ve öfkeli bir yapınız var.Sevdiğiniz meyveye göre karakteriniz! Hızlı karar verme ve ileriye dönük adımlar atmada çok iyisiniz. Seyahat etmekten hoşlanıyorsunuz. İçinizdeki yaşama sevincini hiç söndürmüyorsunuz.Sevdiğiniz meyveye göre karakteriniz!

  Eğer en sevdiğiniz meyve MUZ ise...
Doğuştan sempatik, hoşgörülü ve şefkatli bir yapınız var.Utangaç bir insansınız ve sık sık özgüven eksikliğinizin kurbanı oluyorsunuz.İnsanlar sizin yumuşak yüzlü oluşunuzdan yararlanıyor.Partnerinizin sizi hem ruhsal hem fiziksel olarak çekmesi gerekiyor; ve karşısındakini tanıdıkça seven bir yapıya sahipsiniz.
 
Eğer en sevdiğiniz meyve KİRAZ ise...
Hayat sizin için çok da insaflı değil Henüz kendiniz için yeterli birikime sahip olmadığınızı, hala küçük meblağlarla uğraştığınızı düşünüyorsunuz.Müthiş bir hayal gücünüz var, yaratıcı çalışmalarda bulunmaktan hoşlanıyorsunuz. İçten ve sadık bir partnersiniz; ancak duygularınızı ifade etmekte zorlanıyorsunuz.

  Eğer en sevdiğiniz meyve ÜZÜM ise...
Genel olarak nazik bir insansınız; ancak sık sık ani parlamalarınız da oluyor; fakat çabuk yatışıyorsunuz. Güzel olan herşeyi seviyorsunuz. Yaptığınız herşeyden zevk alıyor; aynı coşku ve enerjiyi partnerinizin de paylaşmasını istiyorsunuz. İnsanlar sizinle beraberken sıkılmıyor; çünkü onlara önerecek çok şeyiniz var.
 
Eğer en sevdiğiniz meyve ŞEFTALİ ise...
Oldukça neşeli bir yapıya sahipsiniz.Yaşamayı seviyorsunuz.Dostluklar hayatınız için vazgeçilmez bir parçası.Olayları büyütmüyor çabuk bağışyıyorsunuz.Açık sözlü ve dobra insansınız.Bağımsız ve hevesli karakteriniz sizi tuttuğunu koparan bir insan yapıyor.İdael bir partner ve tutkulu bir aşıksınız ancak sevdiğiniz diğer insanların göz önünde göstermekten hoşlahmıyorsunuz.
 
Eğer en sevdiğiniz meyve AYVA ise...
Mütevazi ve muhafazakar bir kişiliğiniz var.Derinlemesini düşünen ve dikkatli bir yapıya olmanız nedeniyle hiç bir  işi aceleye getirmiyorsunuz.Hırslı bir insansınız.Detay ve sayılarla çalışma gerektiren işlerle gayet başarılısınız.İnsanların yanlışlarını anıda görebiliyorsunuz.Partnerinizi seçerken görünüşünden çok zekasına önem veriyorsunuz.

 Eğer en sevdiğiniz meyve ARMUT ise...
Aklınıza birşey koydunuz mu muhakkak başarıyorsunuz; fakat genel olarak değişken ve başladığı işi bitirmekte zorlanan bir yapınız var. Çünkü emeğinizin sonucunu hemen elde etmek veya baştan sonucun ne olacağını bilmek istiyorsunuz. Zihinsel uyarılmalara açıksınız ve fikir bazında tartışmalardan hoşlanıyorsunuz.Çok çabuk arkaşadaşlık kurabilseniz de, ilişkileri devam ettirmekte sorun yaşıyorsunuz.

Eğer en sevdiğiniz meyve İNCİR ise...
Ciddi, düşünceli ve duyarlı bir yapıya sahipsiniz. Sosyalleşmekten hoşlansanız da, belli bir mesafeyi korumaya özen gösteriyorsunuz; kendinize sakladığınız bir alan her zaman olmalı...Açıkgöz, çabuk kavrayan ve cin gibi bir insan olmanız sebebiyle, özellikle iş yaşamında tepeye oynuyorsunuz.İnatçı bir insansınız. Partnerinizde tutkulardan önce beyine bakıyorsunuz.

  Eğer en sevdiğiniz meyve KAVUN ise...
Korkusuz bir insansınız; olup biteni, başınıza gelenleri doğal karşılıyor, üstünde durmuyorsunuz. Eğlenceli kişiliğiniz ve cömert yapınız nedeniyle insanlar size çekiliyor. İş yaşamında tuttuğunu koparan bir insansınız; doğru zamanda doğru yerde olmakta ustasınız.Yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanıyorsunuz.Karşı cins üzerinde en etkili silahınız mizah anlayışınız!




30 Mayıs 2012 Çarşamba

ISPANAKLI ÇORBA TARİFİ

             Ispanak çorbası hazırlamak için: Ispanak yıkayıp haşlandıktan sonra ince ince kıyılır. Tuzu ve karabiberide eklenir. Tencere içerisinde tereyağı hafif pembeleştirilip ardından üzerine un eklenerek kavurulur. İçerisinede ıspanak,su ve pirinç eklenerek hafif ateşte pişirilir.(Pişerken yemek tarifine gerekirse suda eklenebilir.)Pirinçler piştikten sonra çorbanın içine yumursa sarısıyla beraber çırpılmış yoğurt yavaşça eklenir. Ispanaklı çorba sıcak servise sunulur.

Malzemeler:
1 kg ıspanak
1 çorba kaşığı un
1 Kaşık katıyağ
1 kaşık pirinç
yarım bardak su
yarım bardak yoğurt
1 tane yumurta
Yeterince tuz ve karabiber

ARABAŞI ÇORBASI TARİFİ

         Altı ölçek su bir kapta kaynamaya bırakılır. Öte yandan bir ölçek un yeteri kadar su ile karıştırılarak bulamaç haline getirilir. Bu karışım kaynamakta olan suya boşaltılarak bir süre oklava ile karıştırılır. Bir iki taşım kaynayıp kıvama geldikten sonra ateşten indirilip, sulanmış tepsiye dökülerek eşit miktarda dağılması sağlanır. Soğumaya bırakılır. Diğer taraftan altı kaşık un bir kaşık yağ ile birlikte hafif ateşte pembeleşinceye kadar kavrulur. Soğuk su ilave edilerek bir tencerede kaynamakta olan tavuk suyunun içine boşaltılıp yeteri kadar tuz ilave edilip 15 dakika kaynatılır. Tavuğun göğüs etleri küçük parçalara ayrılıp çorbanın içerisine atılır. Soğumaya bırakılan hamur ıslak bir bıçakla baklava dilimleri şeklinde kesilir. Tepsinin ortası çorba kasesi sığacak şekilde açılır,açılan yere çorba kasesi yerleştirilir,kesilen hamurlar kaşık üzerine yerleştirilerek çiğnenmeden yutulur.

 Malzemesi :
Hamur İçin :
Bir ölçü Un
6 Ölçü Su
Tuz
Çorba İçin:
Tavuk veya Hindi
Bir Kaşık Yağ
Bir Kaşık Salça,
Tuz,karabiber,Kırmızı Biber,
Bir Miktar Un

KİLO ALDIRAN 7 NEDEN

Bir zamanlar sahip olduğunuz hatlara artık çok mu uzaksınız. Aynaya her baktığınızda birkaç yıl yeni nedenler ortaya koyuyor. Her ne kadar bu yeni sebeplerin etkileri vücutta sınırlı gibi gözükse de birbirleriyle etkileşimleri ‘bel çevresi’ ölçüsüne yansıyor. İşte araştırmacıların risk olarak belirledikleri nedenler.
1- Az uyumak: Halk arasında çok uyumanın kilo almayı tetikleyeceğine inanılır. Cleveland’da bulunan Case Western Reserve University’de gerçekleştirilen araştırmanın sonucu ise bu inanışı çürütecek sonuçlar içeriyor. Çalışmaya göre; günde ortalama be. saatin altında uyku doğal yağ yakıcılardan olan ve uyku sırasında salgılanan büyüme hormonundan uykusuz kalındığında yararlanılamadığının da hesaba katılması gerekiyor.

2- Kirlilik: Kilo artışı ile hormonlar arasındaki ilişkiyi artık hepimiz biliyoruz. Bazı hormonlar iştahı ve dolayı sıyla kiloyu bozabiliyor. Çözüm için temiz bir çevre ve organik tarıma yönelmek gibi yöntemler ön plana çıkıyor.

3- İklimlendirme sistemleri (klimalar): Alabama Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma; sıcak havalarda can kurtaran gibi sarıldığımız klimaların şişmanlattığını ortaya çıkardı. Soğukta organizma metabolik hızı yavaşlatıyorlar. Yine de bu konuda bilim dünyasında karşı tezi savunan ve bu çalışmaya şüpheli ve temkinli yaklaşan bilim insanları az değil.

4- Sigarayı bırakmak: Çok istemesine rağmen tuzsuz patlamış mısır tüketmek daha uygun olur.

5- İlaçlar: Doğum kontrol hapları kalori alımında çok daha dikkatli olmak şart.

6- Ekonomik krizler: Genellikle daha ucuz yiyecekler daha çok kilo aldı ranlardır. Ekmek ve makarnanın iştahın azalması nedeniyle durumun terse döndüğü unutulmamalı.

7- Geç anne olmak: Bugün kadınlar hayat boyu şişman kalma riskiyle karşı karşıya kalınıyor. Bu nedenle geç ya.larda hamile kalmayı dü.ünenlerin beslenmelerine ve kilo almalarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor.

SADE VE HAŞHAŞLI REVANİ TATLISI TARİFİ

SADE REVANİ Malzemeleri; 3 adet yumurta 1 su bardağı toz şeker 1 su bardağı sıvıyağ 1 su bardağı yoğurt 1 su bardağı irmik 1 fincan un 1 çay kaşığı kabartma tozu 1 paket vanilya rende limon(tadını çok lezzetli yapar) Revani, tadıyla, tarifi ve yapımının kolaylığı ile herkesi kendine çeken bir nefis tatlıdır, ayrıca zayıflama yolunda ilerleyenler fazla kilo almamarı için kalorisi düşüktür, Oktay ustanında tarifleriyle revani tarifi herkes tarafından yapılmış veya yapılmaya çalışılıyor. Sizlerde revani yapmak istiyorsanız aşağıdaki sade ve hazhaşlı revani yapımı ve yapımındaki püf noktalardan yararlanabilirsiniz. Revani yapımının en önemli noktalarından biride şerbetinin nasıl döküleceğidir, yine yazının devamında revani ile ilgi tüm sorularınıza cevap bulacaksınız. Yalnız haşhaşlı revani tarifini de denemnizi öneriyoruz çok lezzetli oluyor ve çoğu kişi taradından da yapılmaktadır. Yumurta ile şeker bir kaba alınarak şekerler iyice yok oluncaya dek çırpılır(robot veyakser), yumurta ile işeker çırpıldığında koyu bir kıvama gelecektir ve tengi beyazlaşacaktır. Aynı kab içerisine 1 su bardağı sıvıyağımızı,1 bardak yoğurt ve en önemlisi irmik ile yoğurt eklenir, kabarması için kabartma tozu eklenir fakat çok kabartma tozu eklenmez ise daha lezzetli olur. Malzemlerin hepsi yine mikser veya robot ile çırpılır ve malzemeler birbiri ile özleşmiş olur. Sonra diğer malzemeler ilave edilir, limon kabuğu eklemek istemeyenler portakal kabuğunu da kullanabilirler. Hazırlanan revani hamurunu pişirme kabına alarak önceden ısıtılmış 170 dereceli fırında altı üstü iyice pembeleşinceye dek pişirilir(arda bir göz atarsanız yakmayın). Pişen sade revani dilimlenerek servise sunulabilir Sade revaniyi çok sevmeyip haşhaşlı revaniyi tercih edenler için lezzetli bir tatlı tarifi sunacağız. Öncelikle şerbet malzemesi tencere içerisine ilave edilir. Kaynamaya başladıktan sonra hafif ateşte 5 dk kadar daha kaynatıp, limon suyu eklenerek ocaktan indirilir. Şeker ile yumurta mikserde iyice cıvık kıvama gelinceye dek çırpılır. Süt ile sıvıyağda miksere eklenerek düşük seviyede malzemeleri karışıncaya dek çırpılır. Kuru malzemelerde eklenerek tel çırpıcısı yardımıyla malzemeler özleşene dek çırpılır. Yağlanmış olan orta boyda bir kalıp içerisine hamur boşaltılır. Önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında hamur pişirilir. Fırından çıkarıldıktan hemen sonra soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra haşhaşlı revani tatlısı tarifi dilimlere kesilir. Şerbet eklenerek, yaklaşık olarak 1 saat kadar dinlendikten sonra krem şantiyle süslenerek haşhaşlı revani servise sunulur. HAŞHAŞLI REVANİ TARİFİ Malzemeleri; 5 adet yumurta(küçük küçük) 1 su bardağı toz şeker 6 çorba kaşığı un(önce 5 kaşık atın kıvamı tutmassa arttırırsınız) 5 çorba kaşığı irmik 5 kaşık haşhaş(haşhaşı bol sevenler arttırabilir) 1 paket vanilya 1 paket kabartma tozu Şerbeti için aşağıdaki şerbet yapımı malzemelerini 5 su bardağı su ve 4 bardak şeker olarak değiştirip aynı işlemleri uygularsanız şerbeti yapmış olursunuz. Revani Şerbeti önce su tencereye alınır ve ardından şeker ilave edilerek şeker eritilir(kaynamış ve şeker erimemiş ise kaynatmaya devam edin). 2 su bardağı su 2 su bardağı toz şeker isteğe göre limon suyu Revani Şerbeti Nasıl Dökülür Kaynayan şerbet soğutulur ve revaninin üzerinde yavaş yavaş gezdirilir(kepçe kullanılabilir). Revaninin Lezzetli Olması İçin Hamurunun hazırlanım işleminin ilk basamaklarında şeker ile yumurtayı çırpma işleminde, birbirleri ile iyice karışmaları lezzetli bir revani yapmanın ilk admıdır. Diğer bir adım ise seçtiğiniz tepsinin cam ve ısıya dayanıklı olarak önceden ısıtılmış fırında pişirilmesi, pişme esnasında fırının hiç açılmaması gerekir. Şerbet yapımında da yazdığımız gibi şerbetin soğuması gerekli, pişen revani şeerbet ile birleştiğinde yaklaşık 30 dakika bekletilir. Revani Kaç kalori Kilo almamak için yediklerine dikkat edenler için revanininde kalorisini vereceğiz: 1 orta boy dilim haşhaşlı revani ortalama 200 kalori, sade revani ise 300 kalori civarındadır.

29 Mayıs 2012 Salı

ANNE-KIZ ÇATIŞMALARI NASIL ÖNLENİR?

Kızların kimliğini edinme ve hayattaki rolünü öğrenmede önemli bir sorun da “baskın karakterli” anne tipidir. Her işi kendi yapıp, yaptığı iş kadar takdir edilme peşinde olan, kendini ezmekten, başkalarını üzmekten garip bir haz duyan bu kişilere kız evladı olmak ne zordur! Buyurduğu iş anında yapılmalı, işin yapılış biçiminde öğrettiğinin dışına çıkılmamalı, oyalanılmamalı... Nihayetinde kızını beceriksizlikle suçlayıp işi kendisi hararetle ele alır ve kızına hakaretler yağdırır. Her gün buna benzer ilişkilerin yaşandığı evler vardır. Çatışma derinleşir, sonunda hatlar kopar

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

25 Mayıs 2012 Cuma

ŞALGAM VE SUYUNUN FAYDALARI

 Adana kebaplarının meşhur yaveri şalgam suyu, meğer ne kadar faydalıymış. Yaz ve kış mevsimlerinde, tüketilmesi önerilen şalgam suyu için, ufak bir hatırlatma yapalım. Şalgam suyu tuzlu olduğundan, yüksek tansiyon hastaları için sakıncalı olacağından, tansiyon hastaları tarafından tüketilmemelidir.
  Bağışıklık sistemini güçlendirir ve grip hastalığına yakalanmayı önler.
  Kabızlığı önler. Bağırsaklara faydalıdır
   Kilo vermeye yardımcıdır.
  Antioksidan özelliği vardır.
  Şeker hastalarının rahatlıkla tüketebileceği bir besin-içecektir.
  Kolesterol problemi için çok faydalıdır. Hem bitkisi, hem de suyu bolca tüketilmelidir.
  Anne sütünü arttırıcı özelliği vardır.
  İştahı açıcıdır.
 Sindirimi kolaylaştırır.
  B grubu vitaminleri, fosfor, kalsiyum, potasyum içeriği sayesinde, stresi önler, sinirleri yatıştır. * Mide ve karaciğer için faydalıdır.
  Kemik ve dişleri kuvvetlendirir.
  100 gramı yaklaşık 20 kalori enerji verir.
   Kalp, damar ve göz sağlığı için faydalıdır.
  Böbrek kumu ve taşının düşmesine yardımcı olur, idrar söktürücüdür.
  Apse, dolama, kan çıbanı, donma, ergenlik sivilcelerinde tedavi edici etkisi vardır
  Egzamaya iyi gelir.
 Boğaz iltihabına iyi gelir.
 Yaprakları da kalsiyum demir, bakır ve iyot içerdiği için kansızlığa faydalıdır.

24 Mayıs 2012 Perşembe

BİTKİ ÇAYLARININ FAYDALARI

            Günümzde bitki çayları, hastalıkların tedavisi ve hastalıklardan korunmak için kullanılıyor.Ancak beklenen yararı sağlayabilmesi için bitkisel çayların bilinçli olarak hazırlanması ve tüketilmesi gerekir.Bitki çayalır denelince akla gelenler adaçayı,ıhlamur, yeşilçay olduğunu söyleyebiliriz.Bitkisel çayların bir çok sorun için mükemmel bir seçimdir.Özellikle yatıştırıcı olmaları nedeni ile stresi gidermekte oldukça faydalıdır.Yaz aylarında sıcakta yoğun bir trafikte seyreden sürücüler çok stresli olurlar.Bu gibi durumlarda yapılabilicek en güzel şey papatya çayı içmektir.Bu çay sıcık içilebilecği gibi soğukta içilebilir.Lavanta ile ile karıştırılan papatyadan demlenen bir bardak çayın temizlik hissi vereceği kasları gevşeterek mideyi rahatlatabilmektedir.Uzun yolculuklara çıkan kişilerin içe bilecekleri çay biberiye çayıdır.Konsantrasyonu artırıcı özelliği olan biberiye çayı ayrıca hafızayı güçlendirilir.Bitki çayları tedavi olmaz ancak bazı şeylere yardımcı olur.
 IHLAMUR:Soğuk alğınlığını için için birebir bitki çayıdır.
 ZENCEFİL:İltihap giderici Safra söktürür, hazmı kolaylaştırır.
 TARÇIN ÇAYI:Şeker düşürücü etkiye sahip olan çay ayrıca keyif çayıda olabilir.
 NANE ÇAYI:Sindirimi koylaştırır.
LİMON ADAÇAYINI ETKİSİZ KILAR:
 Yapın araştırmalarda özellikle adaçayının limon sıkılarak içilmemesinin yanlış olunduğu anlaşılmıştır.Adaçayanın birçok faydası bulunduğunu boğaz ağrısı, bağırsak gazlarını giderip bulantıyı kestiği gargara yapılması halinde ağız dişeti ile dildeki şikayetlerde boğaz ve bademcik enfeksiyonlarında faydalı olduğu belirtilmiştir.  

21 Mayıs 2012 Pazartesi

3 HAFTADA İLÇELTEN 10 HAREKET

DR.Ender SARAÇ tarfından tavseyi edilen bu 3 haftada 15 dakika yapılan 10 hareket 2 beden inceleceğini söyledi.Devamı...

20 Mayıs 2012 Pazar

PORTAKAL YUVASINDA AVAKADOLU ENGİNAR KALBİ

Bir yemek önce göze hitap etmeli.Bu kolay tarifteki en büyük özellik de, salatamızın bir portakalın içinde sunulması
  • hazırlama süresi :
  • pişme süresi : dk
  • 4 kişilik
  •  Malzeme
  •  
  • Yapılışı:
    Patatesi ve havuçları küp küp doğrayalım, bezelyelerle birlikte haşlayalım. Süzüp soğumalarını bekleyelim. Fesleğeni ve dereotunu incecik doğrayarak karışıma ekleyelim. Avokadoları da küp şeklinde doğrayıp ilave edelim. Son olarak mayonezi katıp karıştıralım. Portakalı yıldız şeklinde keselim. Mayonezli karışımımızı ortasına dolduralım. Konserve enginar kalbinin suyunu süzelim. Portakal yuvasının yanına yerleştirip servis edelim.  

GÜNLÜK NE KADAR KALORİ ALINMALIDIR?

Günlük Ne kadar kalori alınmalıdır?
 Metabolizma, vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmek için bir günde ihtiyacı olan minimum enerji miktarıdır. Dinlenme anında vücudun kalori harcama hızına bakılarak ölçülür ve kişiden kişiye değişiklik gösterir. Yemek yeme, uyuma, temizlenme ve benzeri faaliyetler sırasında vücudumuz devamlı kalori yakar.
 Gazetelerde veya dergilerde okuyup, çevreden duyulan, sizlere uygun olup olmadığı konusunda emin olunmayan diyetler yerine, yeme-içme alışkanlığını, yaşam tarzını biraz değiştirmek ve uygun derecede spor yapmak elbette daha doğrudur.
 Kalori tablosu ile besinlerdeki kalori miktarları öğrenilebilir.

Besinlerin kalori değerleri :
KALORİ CETVELİ
Besin maddesi100 gramındaki kalori miktarıDana eti (orta yağlı)  145
Koyun eti (yağlı)325
Böbrek 16
Beyin  113
Dalak 113
Sucuk 547
Salam 509
Jambon 415
Tavuk 115
2 adet yumurta 142
İnek sütü 65
Yoğurt 54
Beyaz peynir 301
Kaşar peyniri 373
Tereyağı 759
Zeytinyağı  895
Margarin 763
Beyaz ekmek 276
Çavdar ekmeği 243
Mısır ekmeği 221
Makarna 358
Şeker 400
Çikolata  482
Bal 329
Mercimek 332
Bezelye 321
Fasulye 307
Patates 90
Elma  60
Ayva 57
Karpuz 30
Muz 100
Lahana 35
Ispanak 16
Karnabahar 20
Pırasa 40
Patlıcan 27
Marul 19
Havuç  35
Salatalık 8

HANGİ AKTİVİTE İLE NE KADAR KALORİ YAKABİLİRSİNİZ?
Aktivite10 dakikada yakacağınız kaloriYüksek tempolu aerobik  65
Düşük tempolu aerobik  55
Vücut geliştirme 45
Tırmanma 80
Saatte 6 km. hızla bisiklete binmek 40
Saatte 10 km. hızla bisiklete binmek 65
Disko dans 65
Golf 55
Buz pateni 50
Jogging (yavaş) 80
7 dakikada 1 km. hızla koşmak 150
9 dakikada 1 km. hızla koşmak 125
Kayak yapmak 65
Squash 140
Yüzmek (hızlı) 100
Yüzmek (yavaş) 80
Masa tenisi 45
Tenis 70
Yürüyüş (yavaş) 40
Yürüyüş (hızlı) 60

17 Mayıs 2012 Perşembe

SİRKEYLE NELER YAPILABİLİR?

BİLGİSAYAR VE ÇEVRE BİLİMLERİNİ TEMİZLER: Bilgisayarınız, yazıcınız, faks makineniz ve diğer ev ofis araçlarını tozdan uzak tutarsanız daha iyi çalışacaktır. Temizliğe başlamadan önce tüm ekipmanların kapalı olduğundan emin olun. Bir kaba eşit miktarlarda su ve sirke koyun. Temiz bir bezi bu karışımın içinde nemlendirin, asla sprey şişesi kullanmayın. Silmeye başlayın. Klavyenizin tuşları gibi dar yerleri silmek için ise elinizde birkaç pamuk tomarı bulundurun.
 BİLGİSAYARIN FARESİNİ TEMİZLER: Eski model toplu farenizi temizlemek için yarı yarıya sirke-su karışımı kullanın. Öncelikle, topu farenin altından çıkarın. Karışıma batırarak nemlendirdiğiniz bezi sıktıktan sonra topu temizleyin ve fare üzerindeki parmak izlerini ve kirleri çıkarmak için farenin kendisini de silin. Topun yuvasını temizlemek için bir parça nemlendirilmiş pamuk kullanın, topu yerine takmadan önce birkaç saat kurumasını bekleyin.
 DUMAN KOKUSUNU GİDERİR.: Eğer eti pişirirken yaktıysanız ya da evinizde ard arda sigara içiliyorsa, kokunun en yoğun olduğu yere, dörtte üçünü üzüm ya da elma sirkesiyle doldurduğunuz bir kase koyarak duman kokusunu giderebilirsiniz. Koku evinizin tümüne dağıldıysa farklı odalarda birkaç kase kullanabilirsiniz. Koku bir günden daha kısa sürede kaybolacaktır.
 KÜF LEKESİNİ YOK EDER: Küf lekelerini çıkarmak için sirkeye başvurun. Sirkeyi ilave havalandırma olmaksızın güvenle kullanabilir ve her yüzeye uygulayabilirsiniz. Sirkeyi banyonun demirbaş eşyalarında, fayanslarda, mobilyalarda, boyalı yüzeylerde, plastik perdelerde ve buna benzer birçok yüzeyde kullanabilirsiniz. Hafif lekeler için, sirkeyi eşit miktarda suyla seyreltin.
 KROM VE PASLANMAZ ÇELİĞİ TEMİZLER: Evinizdeki krom ve paslanmaz çeliği temizlemek için, sprey şişesine koyduğunuz seyreltilmiş sirkeyle ve yumuşak bir bezle parlatabilirsiniz.
 GÜMÜŞLERİ PARLATIR: Gümüş bilezik, yüzük ve diğer takılarınızın yanında evdeki gümüş eşyalarınızın yeni gibi parlaması için yarım bardak sirke ve 2 yemek kaşığı karbonat karıştırdığınız suyun içinde 2-3 saat bekletin. Sonra soğuk suyun altında durulayın ve yumuşak bir bezle kurutun.
 TÜKENMEZ KALEM LEKELERİNİ SİLER: Tükenmez kalem lekesi olan yere kumaş ya da sünger kullanarak biraz sirke bastırın. Leke çıkana kadar bu işlemi tekrarlayın.
 YAPIŞTIRICILARDAKİ FİYAT ETİKETİNİ ÇIKARTIR.: Çocuğunuzun mobilyanıza ya da duvarınıza yapıştırdığı etiketileri çıkarmak için, kenarlarına ve köşelerine biraz sirkeyi emdirin ve dikkatlice kredi kartı ya da plastik telefon kartıyla kazıyın. Cam, plastik gibi yüzeylerdeki fiyat etiketlerini çıkarmak için üzerine biraz daha fazla sirke dökün, birkaç dakika bekleyin ve temiz bir kumaşla çıkarın.
Makasınızı parlatır: Makasınız kirlendiğinde ve yapışkan olduğunda yıkamak için su kullanmayın. Bunun yerine makasınızın keskin kısmını sirkeye batırılmış bir bezle temizleyin ve sonra kurutun.
 KOKAN TUVALETİNİZİ TEMİZLER: Öncelikle banyonuzdaki eşyaları dışarı çıkarın, sonra duvarları, tavanı ve zemini, 4 litre suya karıştıracağınız 1 fincan sirke ve 1 fincan amonyak ve ¼ fincan karbonat ile yıkayın. Tuvaletin kapısını açık bırakın ve eşyalarınızı içeriye yerleştirmeden önce içerinin kurumasına izin verin.
 HALINIZI ESKİ HALİNE GETİRİR: Eğer halılarınız eskimiş ve kirli görünüyorsa, eskisi gibi parlak ve canlı görünmeleri için 4 litre suyun için 1 fincan sirke kattığınız suya çalı süpürgeyi daldırın ve bununla halınızı süpürün. Halınızın ucundaki rengi atmış iplikler de ışıldayacak ve bu solüsyonu durulamanıza gerek yok.
 HALIDAKİ LEKELERİ ÇIKARTIR.: Halınızdaki lekeleri sirkeyle çıkarmak için,Hafif lekeler için yarım fincan sirke içinde 2 çorba kaşığı tuzu eritin, bu suyla lekeli yeri ovalayın, kurumasını bekleyip, elektrik süpürgesiyle süpürün.
 Daha büyük ve koyu lekeler için, karışıma 2 çorba kaşığı boraks ekleyin ve aynı şekilde temizleyin.
 Daha inatçı ve halının içine işlemiş kir ve lekeler için, 1 yemek kaşığı sirke ile bir yemek kaşığı mısır nişastasından macun yapın ve kuru biz bez kullanarak lekenin içine iyice ovalayarak yedirin ve 2 gün bu şekilde bekleyin, sonra süpürün.
 Leke çıkarıcı sprey hazırlamak için, şişeyi 5 ölçü su ve 1 ölçü sirkeyle doldurun. İkinci bir şişeyi de 1 ölçü köpüksüz amonyak ve 5 ölçü suyla doldurun. Lekeye bu karışımı yedirin. Birkaç dakika bekleyin sonra temiz, kuru bir bezle kurutun. Leke çıkana kadar bunu tekrar edin.
 MUM LEKESİNİ YOK EDER: Romantik bir gecenin ışıltısı olan mumlar, ahşap mobilyalarınızda genellikle leke bırakır. Bu lekeyi çıkarırken, lekeyi yumuşatmak için fön makinesini en sıcak ayarına getirin ve kağıt havluyla kurutabildiğiniz kadar kurutun. Sonra, eşit miktardaki su-sirke karışımına batırılmış kumaş ile ovalayın. Yumuşak ve emici bir bezle kurulayın.
 MOBİLYADAKİ SU LEKESİNİ ÇIKARTIR: Ahşap mobilyalar üzerine bırakılan ıslak bardakların bıraktığı beyaz halkaları çıkarmak için eşit oranda sirke, zeytinyağını karıştırın ve bu karışımı yumuşak bir bezle lekeye uygulayın. Parlatmak için ise başka temiz ve yumuşak bez kullanın
 BUZDOLABINIZI TEMİZLER: Kapının sızdırmaz contası ve sebze-meyve gözleri de dahil buzdolabınızın içini ve dışını temizlemek için eşit miktarlarda su ve sirkeyi karıştırın. Küf oluşumunu önlemek için, iç kapıları ve içteki gözleri bez üzerine sirke dökerek silin. Ayrıca, buzdolabınızın üzerinde birikmiş toz ve kirleri silmek için seyreltilmiş sirke kullanabilirsiniz.
 Mikrodalga fırınınızı buharla temizler: İçi ¼ fincan sirke ve 1 fincan suyla dolu cam kaseyi fırının içine yerleştirin ve en yüksek ısıda 5 dakika bekleyin. Kase soğuduğunda, bir kumaş ya da süngeri bu sıvıya batırın ve iç yüzeydeki lekeleri temizleyin.
 Kesme tahtasını mikroplardan temizler: Her kullanımdan sonra, tahtaları doğrudan sirkeyle silip temizleyebilirsiniz. Sirkenin içindeki asetik asit, E.coli, Salmonella, and Staphylococcus gibi zararlı mikroplara karşı iyi bir dezenfektandır. Asla su ve bulaşık deterjanı kullanmayın. Çünkü, bu tahtanın liflerini zayıflatır
 BULAŞIK MAKİNENİZİ YIKAYABİLİRSİNİZ: Bulaşık makinenizin performansını yüksek düzeyde tutmak ve sabun tabakası oluşumunu yok etmek için, ünitenin altına seyreltilmiş 1 fincan sirke dökün ya da üstteki rafa bir kasenin içine sirke koyun. Sonra bulaşık makinenizi bulaşık ya da detarjan koymadan tam devir çalıştırın. Özellikle suyunuz sertse, bunu ayda bir tekrarlayın. Ancak, bu işlemi uygulamadan önce bulaşık makinenizin kullanım klavuzuna bir göz atın.
Porselen, kristal ve çam eşyalarınızı temizler: Cam eşyalarınızı parlatmak için durulama suyuna sirke ekleyebilirsiniz. Cam eşyalarınızı her gün parlaması için, bulaşık makinenizin durulama devrine ¼ fincan sirke ekleyin.Kristal eşyalarınızı parlatmak için bulaşık makinenizi durulama suyuna 2 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sonra, bunları 3 ölçü su ve 1 ölçü sirke ile hazırladığınız su ile durulayın ve açık havada kurutun.
 Fincanlardan çay, kahve lekelerini çıkarır: Bunun için, eşit miktarda sirke ve tuzla ovalamayı deneyin, sonra bunları ılık suyun altında durulayın.
 Su ısıtıcınızı (kettle) temizlemek için: Makinenizde biriken kireç ve mineral kalıntılarını temizlemek için, 3 fincan sirkeyi 5 dakika süreyle iyice kaynatın ve sirkeyi gece boyunca içinde bırakın. Ertesi gün soğuk suyla durulayın.
Kızartma sonrası temizlik yapar: Kızartma işini bitirdiğinizde ocağın üstüne, duvarlara sıçrayan yağ damlacıklarını temizlemek için, bunları seyreltilmiş sirkeye batırılmış sünger ile silebilirsiniz. Durulamak için soğuk suyla ıslatılmış başka bir sünger kullanın, sonra da yumuşak bir bezle kurutun.
 Kızartma tavanızı korur: Kızartma tavanızda 10 dakika boyunca 2 fincan sirke kaynatmak, birkaç ay boyunca yiyeceklerinizin yapışmasını önler.
 Mutfağınızın havasını temizler: Mutfağınıza dün pişirdiğiniz yemeğin kokusu sindiyse, 1 fincan suya yarım fincan sirke karıştırın. Ve karışım buharlaşana kadar kaynatın.
 Yumurtanızı daha iyi haşlamanıza yardım eder: Yumurta haşladığınız suya litre başına 2 yemek kaşığı sirke ekleyerek, yumurtanızın çatlamasını önleyebilir ve kabuğunun daha kolay soyulmasını sağlayabilirsiniz.
 Sebze ve meyvelerinizi temizler: Meyve ve sebzelerinizi yemeden önce, gizli kirleri, tarım ilaçlarını ve hatta küçük böcekleri yok etmek için, 4 litre soğuk suyun içine 4 yemek kaşığı elma sirkesi koyun, sebze ve meyvelerinizi bunun içinde durulayın.
 ELİNİZDEKİ KOKULARI ÇIKARTIR: Yemek hazırladıktan sonra ellerinize sinen soğan, sarımsak ve balık kokusunu çıkarmak çok zordur. Sebzelerinizi dilimlemeden ya da balıkları temizlemeden önce biraz saf sirkeyle ellerinizi ovalamanız işe yarayacaktır.
 NEFESİNİZİ TAZELER: Soğanlı ya da sarımsaklı bir yemekten sonra nefesinizin kısa sürede güzel kokmasının ve tazelenmesinin yolu, bir bardak ılık suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı tuzu eritip bununla ağzınızı durulamaktır.
 Boğaz ağrısını hafifletir: 3 şekilde boğaz ağrısına iyi gelir;
 Boğazınız öksürükten dolayı tahriş olduysa ya da konuşmaktan ve şarkı söylemekten dolayı ağrıyorsa, bir bardak ılık suda 1 yemek kaşığı elma sirkesiyle 1 çay kaşığı tuzu eritin ve bununla günde birkaç kez gargara yapın.
 Boğazınız grip ya da soğuk algınlığından dolayı ağrıyorsa, bir ¼ elma sirkesi ile ¼ balı karıştırın ve 4 saatte bir, 1 yemek kaşığı yutun.
 Öksürük ve boğaz ağrısını hafifletmek için, yarım fincan sirke, yarım fincan su, 4 çay kaşığı bal ile 1 çay kaşığı acı sosu karıştırın. Günde 4-5 kez, 1 yemek kaşığı için. Birini özellikle yatmadan önce için. 1 yaşın altındaki bebeklerinize bal vermemeniz gerektiğini unutmayın.



ZAYIFLATAN BAHAR BESİNLERİ

Bahar geldi, heryer rengarenk çiçeklerin mis kokuları ile şenlenmeye başladı. Kadınlar için bahar demek renkli çiçeklerin dışında bir şey daha ifade ediyor. Diyet yapma zamanı !.
 Malum yaz mevsimi yaklaşırken tüm kadınlarda ve hatta artık erkeklerde de aynı telaş var. Kilo vermek içni birbirinden farklı teknikleri deneyip duruyoruz.Baharın bize sunduğu tek güzellik çiçekler değil elbette birbirinden taze ve lezzetli bahar besinleri bir an önce kilo vermenize çok yardımcı olacaktır.
 Bahar sebzeleri hem tadını damağınızda bırakacak hem de metabolizmanızı hızlandıracaktır.
Bu sebze ve meyveleri aklınızdan çıkartmayın... elbette mutfağınızdan da..!
Taze Fasulye
Kıvırcık Salata
Zencefil
Su Teresi
Erik
Marul
Shiitake Mantarı
Taze Soğan
Armut
Körpe Ispanak
Bahçe Bezelyesi
Patlıcan
Sakız Kabak
Kültür Mantarı
Cherry Domates
Taze
Nane
Asya Yeşillikleri
Hindiba
Guava
Bamya
Ananas
Kuşkonmaz
Avokado
Nektar
Muz
Enginar
Maydanoz
Salatalık
Fasulye




ZAHTER BİTKİSİ VE YARARLARI

            Kekiğe olan benzerliğiyle bilinen zahter her derde deva...Bu mucizevi bitki böbrekleri hastalıklara karşı koruyor.Zahter Ballıbabagiller familyasına ait bir bitkidir. Kekiğe olan benzerliği ile tanınır. Kara kekik yada dağ kekiği olarak da bilinir.Oldukça keskin, hatta acımsı sayılabilecek bir kokusu vardır. Orta ve Güney Anadolu bölgelerinde yabani olarak yetişir.İki türü vardır. Biri yaz aylarında diğeri kış aylarında yetişir. Pembe renkli çiçekler açan, 50 cm boylarında bir bitkidir. İçeriğinde uçucu yağ ve tanen vardır. Bu bitki çiçekleriyle birlikte toplanıp kurutulur ve daha sonra toz haline getirilir. Çay ve kahve olarak tüketilir. Baharat olarak kullanımı daha yaygındır. Faydaları;
               Hazmı kolaylaştırır.Kalp çarpıntısını giderir.İştah açar.Sinirleri kuvvetlendirir.Bağırsak hastalıklarında iyileştiricidir.Böbrek hastalıklarında koruyucu görevi vardır.Mesane ağrısını dindirir.Mikrop öldürücüdür.Yaraların iyileşmesine yardımcı olur.Mantar şikayetlerine karşı faydalıdır.
              Zahter çayı ülkemizde özellikle Gaziantep ve Hatay yöresinde çok tüketilir. Bir çay süzgecinin içine bir tatlı kaşığı zahteri koyun. Bardağa koyacağınız sıcak suyu bu süzgeçten geçirin. İlk geçirdiğiniz suyu dökmenizde fayda var, temizlenmiş olur. Limon ve şeker kullanarak tatlandırıp içebilirsiniz.Bu karışımı uygulamaya başladıkatan kısa bir süre sonra kendinizi çok zinde hissedecek, cildinizdeki değişimi 2 günde fark edeceksiniz. 15 sap maydanoz, 2 yemek kaşığı taze limon suyu ve yarım bardak suyu blendırdan geçirerek her sabah kahvaltıdan 15-20 dakika önce için. 15 gün boyunca her sabah bu karışımın içilmesi gerekmektedir

16 Mayıs 2012 Çarşamba

HEPATİT A VE KORUNMA YOLLARI

Hepatit A Virüsü (HAV)'nün neden olduğu ve özellikle sarılık ve karaciğer tutulumu ile kendisini gösteren bir enfeksiyon hastalığıdır.Hepatit A dışkı ile atıldığı için kişiden kişeye dışkıyla bulaşmış iyi yıkanmamış eller, su, gıda veya her türlü eşya ile bulaşabilir.Virür hijyenik şartların uygun olmadığıheryerde kolaylıkla yayılabilir.Virüs hijyenik şartların uygun olmadığı her yerde kolaylıkla yayılabilir.Hepatit A'lı kişi hem evdeki diğer kişileri hemde seksüel partnerlerine hastalığı bulaştırabilir. Hepatit A'lı hastada görülen belirtiler -Gözlerde sararma %90 -Hafif ateş -İdrar renginde koyulaşma -Hafif kas ve eklem ağrıları -Halsizli,İsteksizli, kırıklık -İştahsızlık -BUlantı, kusma -Karın ağrısı -İshal, ateş

HEPATİT HASTALIĞI NEDİR?

Hepatit son yıllara damgasının vuran hastalıklardan biri olarak karşımıza çıktı.Dikkatli davranılmadığı sonucunda karaciğire yetmezliğine kadar giden ciddi durumlar ortaya çıkabilmektedir.Vücut sıvıları ile bulaşabilen bazı hepatit tipleri sadece kendilerini deyil aynı zamanda beraber yaşadığı kişileride ilgilendirilebilmektedir.
 Hepatit hastalığının beş farlı türü mevcuttur bunlar Hepatit A, Hepatit B, Hepitit C, Hepatit D, Hepatit E olarak isimlendirilir.Hepsinin Kendine özgü belirtileri ve tedavisi vardır.Ortak özellikleri ise hedef organın karaciğer olmasıdırve karaciğer hayati bir organdır, yani karaciğersiz hayat olmaz.Karaciğerin başlıca görevlerini sayacak olursak;
 -Sindirim için mutlaka gerekli olan safrayı üretir.
 -Organizma için gerekli pek çok proteini yapar.
 -Bazı pırtılaşma faktörleriniç üretir.
 -Vücut metobalizmasının düzenlenmesine katgıda bulunur.
 -Vücuttaki tüm oksit (zaralı)maddelerin, zararsız hale getirildiği yerdir.
 -Değişik yollarda vücuda giren bazı mikropları etkisiz hale getirir.
Hepatit virüsü karaciğer hücrelerine tahribat yapar ve karaciğer daha burada sayamadıımız pek çok faaliyetlerini yerine getiremez.Hasta giderek karaciğer yetmezliğine doğru ilerler.Sonuçta hasta ya karaçiğer transplantasyonu adayı olur veya maalesef kaybedilir.

14 Mayıs 2012 Pazartesi

PASKALYA BÖREĞİ

Hazırlık Süresi    20 dakika 
Pişirme Süresi   üzeri kızarana kadar 
Kaç Kişilik   9 - 10 kişilik 

 
Malzemeler 
8 su bardağı un,
5 çorba kaşığı yağ,
6 adet yumurta,
1 su bardağı toz şeker,
2 çay kaşığı mahlep,
2 yemek kaşığı maya,
1 çay kaşığı tuz,
2 su bardağı ılık su

 
YAPILIŞI
Unun ortası açıp, maya ılık suda eritilerek içerisine dökülür ve hamur haline getirilir.
Yarım saat dinlendirdikten sonra yumurtalardan biri ayrılıp geri kalan tüm malzemeler eklenir ve toz şeker eriyinceye kadar iyice yoğurulur.
İki saat dinlendirilip, hamur altı parçaya bölünür.
Her parça da ayrıca üçer parçaya bölünüp ortası kalın ve uçları ince 20cm. uzunluğunda rulolar halinde hazırlanır.
Her üç rulo saç şeklinde örülür. Oda ısısında bir saat bekletilir.
Önceden ayırmış olduğunuz bir yumurta kırılıp fırça ile üzerlerine sürülür ve orta derecedeki fırında iyice kızarana kadar yaklaşık yarım saat pişirilir.
Fırından çıkarıldiktan sonra servis yapılır.
  

SOYETE LOKUMU

Malzemeler 
2 paket çikolata sosu
2 paket krem şantı
2 yemek kaşıgı un
4 yemek kaşıgı şeker
4 su bardagı süt(çikolata sosu için)

 
Yapılışı 
Süt çikolata sosu, şeker çrpılır ve koyulaşıncaya kadar kaynatılır.
Borcama istenilen miktarda hindistan cevizi serpilir kaynatılan çikolata sosu borcama dökülerek soğuması için dolaba konur.
Daha sonra soguyan karışıma yayılır ve soguması için dolaba konur.
Soguduktan sonra servise hazır hale gelir :) afiyet oLsun :)

HAVUÇ RÜYASI

Malzemeler 
1 kg havuç
2 su bardağı şeker
4 tepeleme yemek kaşığı nişasta
2 paket vanilya
1 limon kabuğu rendesi
1 limonun suyu
1 paket kedidili veya pötübör bisküvi etimekte olabilir.
 
YAPILIŞI
Havuçları soyup,temizleyip, küçük parçalara ayırın ve tencereye alın, 4 su bardağı suyla haşlayın.
Haşladığımız havuçları blendır veya robottan geçirin.
Tencereye haşlanmış havuç suyunu alın.
Eğer su azaldıysa kalan suyu tencereye ölçülü koyun yani suyu 4 bardak suya tamamlayacağız.Ölçü;1 bardak suya 1 yemek kaşığı nişasta.
Tamamladığınız suyun üzerine nişastayı, şekeri, vanilyayı ve limon suyuyla rendelediğiniz kabuğunu katıp muhallebi gibi pişirilir.
Kaynayınca içine püre yaptığımız havuçları ekleyip bir iki taşım kaynatın.
Borcama kedidili veya büsküvileri dizip üzerine havuçlu karışım dökülür.
üzerine 1 su bardağı sütle hazırladığımız krem şanti yayın ve narla süsleyin.İstenirse tatlının üzerine krem şanti kullanılabilir...
afiyet olsun.
  
Pişirme Metodu  Kısık ateşte 


LABNELİ MUHALLEBİ

Kaç Kişilik   4 - 5 
Ölçek Tablosu 

Malzemeler 
1 su bardağı süt
3 yemek kaşığı labne peyniri
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı şeker
1 pk bitter çikolata (80gr)
4 adet kivi
  
YAPILIŞI:
İlk önce sütü, unu, şekeri pişirin. Muhallebiyi bir kenara alıp soğumaya bırakın.
Bir tencereye su koyup kaynatın. Cezveye çikolatayı parçalayıp benmari usulu eritin. (karıştırdığınız kaşığın kuru olmasına ve çikolataya su kaçırmamaya özen gösterin, yoksa çikolatanız toplanır)
Tart kalıplarınızı bir tabağa ters çevirin ve sıvı yağ ile hafif yağlayın.
Streç film ile kaplayın. Buzdolabı poşetine erittiğiniz bitter çikotanızı(bitter olmak zorunda) doldurun.
Tart kalıplarınızın dördünün tamamını çikolatayla sıvayın. Diğer 4 ünü buzdolabı poşeti yardımıyla desenler çizerek tart kalıbınıza sıkın.
Burada dikkat etmeniz gereken cezvede çikolatanızı 5 dk soğutmanız.
Çok sıcakken çikolatayla şekil verirseniz dağılır ve başarılı olamazsınız.
İşlem bittikten sonra tart kalıplarınızı önce 1 saat oda sıcakığında daha sonra yarım saat buzdolabında bekletin.
Varsa meyve şekillendirme aparatınızla kivi topları oluşturun.
Yoksa 3-4 yuvarlak dilim kivi kesin.
Kivileri dilim kullanacaksanız 1.5 kivi size yetecektir.
Çikolata çanağını streç filmden yavaşça ayırın.
Bu kısımda çok nazik olmalısınız. Kırılmaya çok musaitler.
Ben bir tanesini malesef kırdım.
Soğuyan muhallebinize labne peynirinizide ekleyip kaşıkla çırpın (asla mikser kullanmayın, sulanıyor).
Çikolata çanaklarınıza paylaştırın.
Varsa yenilebilir şekerle süsleyin.
Son olarakta şekilli çikolatanızı kapak olarak kapatın..
  
Pişirme Metodu  Kısık ateşte 

11 Mayıs 2012 Cuma

ŞİFALI BİTKİLER

İLTİHAPLARA KARŞI HUŞ AĞACI
  Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış huş ağacı yaprağı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir.
 Bedendeki sıvı birikimlerini (ödemleri), böb­rekleri kesinlikle yormadan veya tahriş etmeden çözebilir. İdrar kesesi iltihabına ve idrar yolları iltihabına karşı etkiliciir. üzün süreli bitki çayı kullanımının sonucunda, bedendeki ürik asit dü­zeyi aşağı çekilebilir. Romatizma, gut ve artrit ra­hatsızlıklarına karşı da kullanılabilir.
DEFNE AĞACI ÖZELLİKLERİ
* Hemen hemen heryerde yetişen bu bitkinin birkaç türü vardır.
* Özellikle yabanisinden faydalanılır.
* Yaprakları dökülmeyen bu hoş kokulu bitkinin yine yemiş ve yapraklarından yararlanılır.
Defne ağacı (defne yemişi) faydaları
* Müzmin baş ağnlannı geçirir.
* Doğum zorluklarını giderir.
* Adet gecikmelerinde etkilidir.
* Romatizmal ağrıları dindirir.
* Mide iltihaplarını kurutur.
* Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
ÇİTLENBİK(MELENGİÇ)ÖZELLİKLERİ
* Yaklaşık yetmiş çeşidi olan bu bitkinin meyvesinden ,yapraklarından, tohumundan ve sakızından yararlanılır.
    Çitlenbik (melengiç) faydaları
* Ağız salyasının kesilmesini sağlar.
* Saçları koyulaştırrr. İdrarı söktürür.
* Midedeki müzmin ağrıları geçirir.
* Yaraları iyileştirici özelliği vardır.
* Dalak için çok yararlıdır. Öksürüğü keser.
* Ayak terlemesini önler. Şişmanlatıcı özelliği vardır.
* Böbrek kumlarının dökülmesini sağlar.
ÇİRİŞ OTU (SARI ZAMBAK)ÖZELLİKLERİ
* Kökündeki yumrulardan çiriş yapılan bu bitkinin çiçekleri beyazdır.
Çiriş otu (sarı zambak) faydaları
* Kadınlardaki beyaz akıntıyı giderir.
* Müzmin ağrıları geçirir.
* İdrarı söktürür.
* Adet düzensizliklerini giderir.
* Saçkıran tedavisinde kullanılır.
* Romatizmal ağrılara iyi gelir.

BADEMCİK AMELİYATI VE SONRASI

Basit ve riski az bir ameliyat olan bademcik ameliyatından sonra hastaların büyük bir bölümü gün içinde taburcu edilir. Ancak tabuncu olduktan sonra da dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu unutmamak gerek.
KANAMA
Bademciğe ait ameliyat bölgesi açık yara şeklinde olduğu için, ameliyat sonrası kanamalar olabilir. Kırmızı taze kan veya kanlı kusmalar olduğunda en kısa zamanda doktorunuza haber verin veya hastaneye gidin.
AMELİYAT SONRASI AĞRILAR
Bademcik ameliyatına bağlı açık yara bölgesi tam olarak kapanana kadar, yaklaşık 2 hafta süreyle bir miktar ağrınız olabilir. Ağrıların şiddeti kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Çoğu kişide basit ağrı kesiciler yeterli olurken, bazı kişilerde daha sık ve daha güçlü ağrı kesiciler gerekebilir. Ağrılar genellikle yutma sırasında oluşan boğaz ağrılarıdır. Boğaz ağrısı bazen kulağa vuran ağrılar şeklinde olabilir.
Erişkinlerde ağrılar, çocuklara kıyasla biraz daha şiddetlidir ve daha uzun sürer.
DİYET BİLGİLERİ
Ameliyatınızdan sonra anestezinin etkisi tam olarak geçene kadar (4 saat) bir şeyler yemeniz ya da içmeniz sakıncalıdır. Ne zaman ağızdan gıda alacağınızı hemşireniz size bildirir.
Genel olarak bol su içmeniz, yumuşak, soğuk ve boğazınızı tahriş etmeyen gıdalar almanız sizin için daha iyi olur.
1.gün: Küçük miktarlarda ancak sık aralıklarla soğuk çay, şerbet, komposto, süt, dondurma.
2.gün: Bunlara ilave olarak oda sıcaklığında, yoğurt, ayran, muhallebi, puding.
3-4.gün: Yumuşak gıdalar, patates püresi, rafadan yumurta, makarna. Miktarları tedricen artırınız.
5.günden itibaren: Tahriş edici, batıcı ve çok sıcak olmamak kaydıyla, doktorunuza danışarak kademeli olarak normal diyetinize geçebilirsiniz. Yaklaşık 10 gün süreyle, ağrı kesicilerin yardımı olmadan, gıdalarınızı tam ve rahat yutamayabilirsiniz.
AKLINIZDA BULUNSUN
Ameliyattan sonraki ilk 7 gün;
1- Sıcak ve asitli ürünlerden kaçınınız (örn: Portakal veya limon suyu, kola),
2- Çikolata ve çikolatalı ürünler yemeyiniz,
3- Pipet kullanmayınız,
4- Bol sıvı alınız (su, süt vb),
5- Kırmızı renkte gıda ve içeceklerden kaçınınız,
6- Acı ve baharatlı gıdalardan kaçınınız,
7- Yutarken ameliyat yerini çizebilecek ekmek kenarı, galeta gibi sert ve katı gıdalardan kaçınınız ve iyice çiğnedikten sonra yutunuz.
KONUŞMA
Ameliyat sonrası konuşmanızın biraz genizden gelmesi ve ses tonunda küçük bir değişiklik olması normal. Bu, ses tellerinizin zarar gördüğü anlamına gelmez.
ATEŞ
Ameliyat sonrası ateşinizin 0.5-1 derece yükselmesi normaldir. Daha yüksek veya uzun süreli ateş genellikle susuz kalmaktan kaynaklanır. Bol sıvı almanıza rağmen ateşiniz hala yüksek olması bir enfeksiyon belirtisi olabilir, doktorunuzu arayınız.
AMELİYAT SONRASI DÖNEMDE YAPILACAKLAR
Çocukların ameliyattan sonra 3 gün evden çıkmayarak dinlenmesi gerekir. Çocuğunuz ameliyattan 5-7 gün sonra okuluna dönebilir, ancak en az 10 gün süreyle programlı spor faaliyetlerinde bulunmaması gerekir.
Erişkinlerde iyileşme süresi daha uzundur ve ameliyattan 1 hafta sonra doktorla yapacakları ilk görüşmeden önce işe gitmemeleri önerilir. Ameliyatı izleyen 2 hafta boyunca da sportif ve yorucu faaliyetlerden kaçınılmaları gerekir.
NEFES KOKUSU
Boğazda bademciklerin alındığı yerde beyaz, kirli-gri renkte bir zar oluşur. Bu zar doğal iyileşme sürecinin bir parçasıdır, ortalama 2 hafta içinde kaybolur. Özellikle az sıvı alan ve yetersiz beslenen kişilerde olmak üzere, bazen nefeste hafif bir koku ortaya çıkabilir. Kokudaki artışla birlikte yutma güçlüğü ve ağrıda bir artış olması durumunda doktorunuzu danışmanız da fayda var.

AŞIRI TERLEME VE TEDAVİLERİ

             Terlemenin insanlarda doğal olarak gözlenirken aşırı terleme kişi de sorunlar yaratabiliyor. Terin salgılanması insanlarda sinir sisteminin “sempatetik” denilen kısmının çalışması ile ilgili olup toplumun % 1′inde bu sistem aşırı düzeyde çalışıyor. Özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı çalışıyor ve genel olarak terleme, kış aylarında daha az rahatsız edici oluyor.
Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menopoz, ağır psikiyatrik hastalıklar ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan hormonlar aşırı terlemeye yol açabiliyor.
            Ruhsal ve fiziksel sorunlar:Bakteri üremesini kolaylaştırdığı için aşırı terleme kokuya da neden oluyor. Ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açan, sosyal yaşamı zorlaştıran terleme, ellerde, koltuk altında, ayak altlarından, yüzde ve gövdede oluşabiliyor. Terlemenin ellerde olduğunda hem el ile yapılan işlerde güçlük çekiliyor hem de sosyal olarak kişileri rahatsız ediyor. Terleme stresli durumlarda gelişiyorsa ve kişi terlemeden rahatsız ise kısır bir döngü içine giriyor ve terleyeceğini bilerek daha endişeli hale geliyor ki bu endişe de daha fazla terlemeye yol açıyor.
         Terlemenin nedeninin saptanması :Terleme tedavisine başlanmadan önce nedeninin saptanması gerekiyor. Terleme sorunu olan kişinin öncelikle kilo durumu inceleniyor. Aldığı ilaçlar gözden geçiriliyor. Hastanın menopozda olup olmadığı araştırılıyor. Endokrinoloji uzmanının yapacağı değerlendirme ile sorunun tiroid bezinden ya da böbrek üstü bezlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirleniyor. Bu durumların hiçbirinde sorun saptanmaz ise doğuştan sempatetik sinir sisteminin aşırı çalıştığı ortaya çıkıyor.
Tedavide ilk olarak genel tedavi yaklaşımları uygulanıyor. Kişinin öncelikle kıyafetini düzeltmeli ve daha hafif giyecekler giymesi gerekiyor. Lokal olarak talk pudrası veya oldukça etkili olan aleminyum klorid içeren solüsyonlar mutlaka öneriliyor. Bazı hastalarda sempatetik sinir sisteminin çalışmasını azaltmak ve böylece de terlemeyi azaltmak için ilaçlar da kullanılabiliyor. Bazı hastalarda strese bağlı terlemeyi kontrol edebilmek amacı ile psikoterapi de öneriliyor.
        Uygulanan yöntemler
İyontoforez: Bu yöntemde küçük su banyosu içinde el veya ayaklara hafif elektrik akımı veriliyor. Sık tekrarlanması gereken bu yöntemde; hafif ve orta derecede terlemesi olan hastalarda oldukça iyi cevap alınıyor.
Botulinum toksini: Özellikle koltuk altı terlemesinde kullanılan bir madde olan Botulinum toksini, aslında doğal bir zehirdir ve sulandırılarak tıpta çeşitli amaçlarla uzun zamandır kullanılıyor. Ter bezlerini çalıştıran sinirleri felç ederek etki gösteren madde, terlemeyi 3 – 4 kat azaltıyor. 6 -12 ay gibi uzun aralıklarla tekrarı gerekiyor.
Cerrahi tedavi: Carrahi tedavi özellikle ellerdeki ve yüzdeki aşırı terleme için önerilen tedavi şekli. “Endoskopik transtorasik sempatektomi” olarak adlandırılan teknikle koltuk altından bir delik açılıp akciğer bölgesindeki yüz ve ellere giden sinirlerin başlangıç bölgesi kesiliyor. Ellerde % 99 civarında başarı elde edilirken, ayaklardaki terleme için bel bölgesindeki sinirlerin kesilmesi gerekiyor. Sadece koltuk altı terlemelerinde koltuk altı ter bezlerinin alınması ile iyi sonuçlar elde edilebiliyor.”

10 Mayıs 2012 Perşembe

ŞEKER HASTALARINA DİYET LİSTESİ

Günlük öğünler, üçü ana (kahvaltı, öğle ve ak­şam yemeği) ve üçü de ara (kuşluk, ikindi kahvaltı­sı ve gece yatma öncesi) öğün olmak üzere 6 par­ça halinde olacaktır; aşağıdaki örnek yemek liste­sinde belirtilen öğün saatlerine azami itina gösteril­melidir.
Uygulanacak diyete ait örnek yemek listesi (menü)
• Sabah kahvaltısı (8.00): Bir bardak yağsız süt (şekersiz) (200 mi) Bir kibrit kutusu kadar (30 gr.) az yağlı ve tuzu azaltılmış beyaz peynir.
• Kuşluk (11.00): 20 gram ekmek ve 5 yeşil zeytin Bir porsiyon meyve (meyve değişim liste­sinden arzu ettiğinizi seçiniz)
• Öğle yemeği (13.00): 60 gr ekmek, 1 kase yağsız et suyu çorba (içine pirinç ve­ya şehriye ilave edilecek ise her çorba kaşı­ğında bunlardan 2-3 adet olacak şekilde su­lu olacaktır.)
75 gr kadar yağsız et (genellikle tavuk veya balık eti tercih edilir; etin yanında 3 çorba kaşığında bunlardan 2-3 adet olacak şekilde sulu olacaktır.)
75 gr kadar yağsız et (genellikle tavuk veya balık eti tercih edilir; etin yanında 3 çorba kaşığı kadar mevsimin yeşil sebzelerinden hazırlanmış sebze haşlaması bulunmalıdır.)
1 tabak yeşil sebze (zeytin yağı ile pişirilme­lidir) (sebze değişim listesine bakarak sebze çeşidine göre yiyebileceğiniz miktarı seçebilirsiniz).
I büyük kase yeşil salata, salatalık, domates, marul karışımı (bir kase salata 1 tatlı kaşığı zeytin yağı ve bol limon usaresi ile hazırlan­malı; fazla tuz ekilmemelidir) 1 çay bardağı kadar yoğurt (kaymağı alınmış olmalı) ve 1 porsiyon meyve
• İkindi (17.00): 20 gr ekmek
Bir kibrit kutusu kadar (30 gr) beyaz pey­nir.
Bir veya iki bardak çay (suni tatlandırıcı kul­lanılacaktır.)
• Akşam yemeği: Öğle yemeğinin aynı; diğerine göre protein miktarı düzenlenecektir.
• Gece öğünü (22.30): 20 gram ekmek ve bir bar­dak yağsız süt veya bir porsiyon meyve.
Sebze Değişim Listesi
Yeşil sebzeler, içerdikleri karbonhidrat miktarı­na göre aşağıdaki gruplara ayrılmıştır ve belirtilen miktarlarda yenecektir:
• Her öğünde bir çorba tabağı kadar (çiğ tartısı 300 gr) yenecekler:
Ispanak, semizotu, pazı, ebegümeci, yeşil kıvır­cık salata, marul, salatalık, veya
• Her öğünde bir yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 200 gr) yenecekler:
Lahana, domates, karnabahar, patlıcan, kırmızı turp veya
• Her öğünde 2/3 yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 150 gr) yenecekler:
Pırasa, kabak, çalı fasulyesi, bamya veya
• Her öğünde yarım yemek tabağı kadar (çiğ tar­tısı 100 gr) yenecekler:
Havuç, ayşekadın fasulyesi, yeşil bezelye, kere­viz, enginar, soğan veya
• Arada sırada yemek kaydıyla 1/4 yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 50 gr) yenecekler:
Patates ve yer elması (Bu sonuncu grup sebze­nin sık yenmemesi tavsiye edilir.)
Meyve Değişim Listesi
Erik (yeşil)…………………..8 adet
Erik (kırmızı)……………….5 adet
Portakal……………………….Bir orta boy
Turunç…………………………Bir iri boy
Ayva…………………………….Bir orta boy
Nar………………………………Yarım
Karpuz…………………………Bir dilim
Kavun (nadiren)………….Bir dilim
Çilek……………………………6 adet
Elma…………………………….Bir orta boy
Mandalina…………………….Bir orta boy
Limon………………………….İki orta boy
Armut………………………….Bir orta boy (ham)
Kiraz……………………………5 adet
Vişne……………………………10 adet
Şeftali (ham)………………..1 adet
• 1 çay bardağı sıkılmış portakal veya elma suyu, I su bardağı sıkılmış Greyfurt suyuna eşit karbon­hidrat içerir.
En çok tercih edilecek meyve, ekşi elma, porta­kal ve ayvadır.
Bir dilim (40 gr) beyaz ekmeğe eşdeğer yiyecek listesi
Bir dilim (40 gr) ekmek yerine aşağıdakilerden birini seçebilirsiniz:
• 3 çorba kaşığı kuru fasulye, nohut, mercimek veya bakla (bu takdirde o öğündeki et yarı yarıya azaltılmalıdır.)
• I kase sulu kıvamda kırmızı mercimek, tarha­na veya un çorbası.
• I ufak porsiyon makarna, kuskus veya erişte.
• I iri (100 gr) patates ile yapılmış kızartma; haş­lama veya pürede bunun yarısı.
• I dilim tuzsuz peynir veya ıspanakla hazırlan­mış börek.
Yasak yiyecekler
• Rafine sofra şekeri ve bununla yapılmış tatlılar, bal, reçel, marmelat ve şuruplar.
• Hamur işleri, mantı, çörek, şekerli kurabiye­ler, pastalar, tahin helvası ve çikolata.
• Üzüm, kayısı, çok tatlı kavun, şeftali, muz, hur­ma, incir.
• Alkolün her çeşidi.
• Kızartma ve kavurmalarla füme etler.
• Kuru yemişler (fındık, ceviz, badem, çam fıstığı ve kestane)
• Sucuk ve pastırma gibi bilumum konserveler.
• Katı yağlar: Mayonez, tereyağı, kaymak ve margarinler.
• Tuzlu hazır yiyecekler.

AKUPUNTUR İLE ZAYIFLAMAK

Bilindiği gibi akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır. Kilo verme de beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile mümkün olduğuna göre, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük kolaylıklar sağlar. İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır. Mide asiditesi kontrol altına alınarak, mide kazınması, yanması gibi sorunlar engellenir. Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlik önlenir. Metabolizma hızını düzenler. Akupunkturla tedavi gören hasta, kendi kendine yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır. Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin seviyeleri artmaktadır. Bu hormonlar diyet yapan kişiye huzur verir, sedasyon sağlar. Böylece diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı huzursuzluk ve tedirginlik yaşamaz. 30-40 kg. fazlası olan hastaların tabii ki uzun bir zaman diyet yapmaları gerekir. Ancak, çoğu insanda böyle bir sabır olmadığı için, her pazartesi başlanan diyetler, her cumartesi sona erer. Böylece sık sık yapılan diyet denemeleri sonucu her geçen günkilo vermek daha da zorlaşır. İşte, bu gibi hastalarda akupunktur inanılmaz başarılar sağlar ve hasta 1 yıla kadar uzanan bir zaman diliminde onlarca kilo verebilir. Hastanın uzun süre diyete dayanabilmesinin nedeni, akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan etkiden dolayıdır. Ayrıca hasta kilolarının eridiğini gördükçe daha çok motive olup, bu işe dört elle sarılmaktadır.

BURUN VE SİNÜZİT

Burnunuzu yavaş slin Burun silme, insanın büyürken vazgeçmesi gereken alışkan­lıklarından biridir. Çocukluğunuzda belki de ebeveyniniz burnunu­zu silmeniz için sizi desteklemiştir. Aslında burnunuzu yavaş silme­nizin bir sakıncası yoktur, yeter ki olanca gücünüzle sümkürmeyin. Virginia Üniversitesi'nden bazı bilim adamları nezle olan in­sanlar sık sık sümkürdüklerinde nezlenin daha uzun sürdüğü­nü saptamışlardır. Öte yandan burunlarını kâğıt mendille si­lenlerin nezlelerinin sanıldığı kadar kötüleşmediği de ortaya çıkmıştır.... Burunda estetik cerrahi Bütün burun biçimsizlikleri estetik cerrahî ile düzeltilebilinir mi ? Yaklaşık bütün biçimsizlikler (deformiteler) estetik cerrahî ile bir dereceye kadar düzeltilebilinir. En genel burun biçimsizlikleri hangileridir ? a. Burkuk burun (twisted nose). b. Burnun veya burun deliklerinin ucunda biçimsizlikler. c. Burun köprüsünde ve çatısında çöküklük. d. Çengel veya kambur burun. Burnun belli bir görünüşü var mıdır ? Hayır. Değişik toplumların ve ırkların ayrı ayrı güzellik ve kabullenme standartları vardır. Ancak, bugünkü... Burun kanaması Burun kanaması neden ileri gelir ? Lokal veya genel nedenlerden veya ikisinin birleşiminden burun kanaması ileri gelebilir. Bazı hallerde hiçbir neden görülmemektedir. Burun kanamasının bazı lokal nedenleri hangileridir ? a. Buruna veya kafatasının alt kısmında herhangi bir yaralanma. b. Burunda yabancı bir cismin bulunması. c. Burun operasyonları. d. Aşırı öksürükten, aksırmadan veya burun silinmesinden. e. Burun karıştırılmasından. f. Frengi veya verem gibi hastalıklardan ileri gelen yaralardan. g. Burunda veya sinüslerde bulunan... Burun ve sinüs tümörleri Burun ve sinüs tümörleri yaygın bir durum mudur ? Selim tümörlere çok rastlanmaktadır. Bunların arasında polipler, siğiller, küçük kan damarları tümörleri olan «hemangioma» 1ar, sayılabilir. Bu bölgelerde habis tümörlere çok az rastlanmaktadır. Burun ve sinüslerde olan selim tümörler nasıl tedavi edilir ? Bunların büyük çoğunluğu operatörün muayenehanesinde lokal anestezi altında alınabilir. Burun ve sinüslerde habis tümörlerin tedavisi nasıl yapılır ? Burunda veya sinüslerde meydana gelen bir kanser... Burun sinüsleri – İltihaplar,sinüs iltihaplarında cerrahi Burun sinüsleri nedir ve nerede bulunurlar ? Sinüsler tükürük zarları ile çizilmiş hava yollarıdır. Yüz ve kafatası kemikleri arasında yer almaktadırlar, Küçük açmalardan burun boşluğuyla ulaşım temin ederler. Alın kemiği sinüsler kaşların arkasında ve hemen üstünde bulunan kemiğin içerisinde yer almaktadır. Çene sinüsleri ise gözlerin altındaki çene kemiklerin içerisinde bulunmaktadır. Etmoid sinüsleri burnun yan tarafında gözlerin hemen altında bulunmaktadır. Sfenoid sinüsü ise boğaz... Burun Polipleri Burun polipleri nedir ? Burnun iç duvarlarından ve sinüslerden pırtlayan üzüm salkımı biçimi şişkin dokular topluluğudur. Burun poliplerinin neden ileri geldiği bilinmekte midir ? Bunun bir alerjiden ileri geldiği sanılmaktadır. Burun polipleri ne gibi belirtiler gösterir ? Eğer polipler küçük ve az sayıdaysa hiçbir belirti olmayabilir. Çok kez bunlar solunum yolunu tıkayacak kadar büyük olur ki, burun deliklerin bile dışarıya fırlarlar. Burun polipleri nasıl tedavi edilir ? Polipler engelleme... Septum deviasyonu Septum deviasyonu nedir ? Septum burnu iki bölüme ayıran kısımdır. Kıkırdak ve kemikten teşekkül etmiştir. Bu bölme eğri olup tam ortada bulunmadığı zaman buna septum deviasyonu veya sapmış septum denmektedir. Septum deviasyonu neden ileri gelir ? Bunların çoğu hatalı gelişmeden ileri gelir. Ancak, burunda meydana gelen yaralanmalar kırık veya çıkık gibi olaylar da bu kusurun meydana gelmesine sebep olabilir. Septum deviasyonunun belirtileri olur mu ? Genellikle hayır.... Burunun yapısı ve burun kırılması Burunun yapı ve fonksiyonu nedir ? Burun kemik ve kıkırdaktan meydana gelmiş, iki kavitesi (boşluğu) olan ve bir bölüm (septum) ile ayrılan bir organdır. Burun nefes almak için doğal bir hava yoludur. Nefesle içeri çekilen havayı süzerek, nemlendirerek ve ısıtarak bir havalandırma cihazı görevini yapmaktadır. Ayrıca koku alma organı olarak da çalışır. Burun deliklerindeki kıllar tozun boğaza girmesine engel olurlar.

MİDE YANMASI (EKŞİMESİ)

Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında birçok insanda görülen çok yaygın bir rahatsızlık. Midede yanma hissi yemekten önce, yemek sırasında ya da yemekten 2-3 saat sonra hissediliyor. Besinler, sindirim işlevinin bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek için hazırlanıyor. Mide bu işlevi yerine getirirken iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki salgı hücrelerini, besinlerin gerekli değişimini sağlamak üzere uyarıyor. Bu sırada oluşan bir dengesizlik, aşırı asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına yol açarak yanma hissine neden oluyor. Büyüklerimiz midede yanma hissi duydukları zaman hemen bir lokma ekmek içi çiğnermiş. Ekmek içinin değil ama ağıza birşey atmanın doğru bir yöntem olduğunu belirten günümüz doktorları da az ama sık yemeyi öneriyorlar. Öğünleri küçülterek sık sık yemenin şikayetleri azaltacağını söylüyorlar. Yemeğe daha fazla zaman ayırın. Ayaküstü değil, sofrada oturarak yiyin. Acele yemek mide işlevine zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün. Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar. Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle... Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin. Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir. Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz. Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin. Sigaradan uzak durun. Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir. Bunlardan Uzak Durun Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli. Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden duramıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin. Gazozlu içecekler ve asitli meyve sularını dikkatli için. Domates veya portakal suyu asitli olduğu için mide yanmasını şiddetlendirebilir. Bu nedenle sulandırarak ve balla tatlandırarak için. Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin. Alkol midedeki yanma hissini artırır. Hele mide boşken alkol kesinlikle almayın. Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir. Şeker yemeyi seviyorsanız naneli olanları seçmeyin. Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinlerle yemek yemenin keyfini çıkartabilirsiniz... Karnabahar : Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor. Lahana : Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana, ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana, kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için. Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su,havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için. Elma sirkesi : Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın. Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor. Ispanak : Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin. Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor. Baklagil : Fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi, midenin koruma faktörünü artırıyor. Muz : Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor. Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor. Meyankökü : Güçlü bir mide koruyucusu.Yapılan son araştırmalara göre midedeki aşırı asitlenmeyi azaltıyor.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

13 GÜNDE İSVEÇ DİYETİ

Türkiye'de İsveç'ten konuşulunca insanların aklına İsveç diyeti geliyor. İsveç Diyetini uygulayan herkes iki haftada 7 ile 20 kilo arasında verebildiğini belirtti. Dahası diyetin en büyük özelliği metabolizmayı tamamen değiştirdiği için 2 yıl boyunca hiç kilo alınmamasını sağlandığı ifade ediliyor. Fakat 35 yaş üstü kişilerin ve Sağlık problemi olanların Amerikan Kalp Vakfı'nın diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 Günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz. Diyeti'nin uygulanışı sırasında, belirtilenin dışında çay, kahve ve meşrubat içilmemesi ve kahveye hiç bir şekilde belirtilenin dışında ek katkı yapılmaması gerekir. Ayrıca, Tuz ve belirtilenin dışında şeker kullanılmaması, yeşil salatanın hep limonlu ve zeytinyağlı yenilmesi, ölçüsü belirtilmeyen yiyeceklerin (salata, haşlanmış ıspanak ve meyve gibi) genellikle bir porsiyon olarak hesaplanması gerekir. Günde 2 Litre Su içilmeli. Diyet 13 Günden fazla sürdürülmemeli. 3 aydan kısa zamanda diyet tekrarlanmamalı. Aynı Gün içinde öğle ve akşam yemekleri yer değiştirebilir. Kurallar 1. Ayrıca çay, kahve ve meşrubat içilmemeli. 2. Günde 2 litre su içilmeli. 3. Diyet 13 günden fazla sürdürülmemeli. 4. Diyeti ancak 6. günde kesebilirsiniz. 5. 3 aydan kısa bir sürede diyeti tekrarlamayın. 6. Aynı gün içinde öğle ve akşam yemekleri yer değiştirilebilir. Tavsiyeler 1. Brokoli bulamazsanız karnıbahar yiyebilirsiniz. 2. Kolesterolü yüksek olanlar yumurtanın akını yiyebilir. 3. Ölçü ve miktar belirtilmeyen yiyecekleri abartmamak koşuluyla istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. 4. Diyet ağır gelirse 6. günde kesip 3 Ay sonra 6 gün daha uygulamak mümkün. 1. gün Sabah: 1 Fincan kahve, 1 Kesme şeker Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haşlanmış ıspanak, 1 domates Akşam: 1 biftek(200 gram,) zeytinyağlı ve limonlu yeşil salata 2. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve 3. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 Domates, 1 meyve Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata 4. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir Akşam: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt 5. gün Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu) Öğle: Haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı) Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli 6. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç Akşam: Derisi alınmiş tavuk (200 gram), salata 7. gün Sabah: Şekersiz çay Öğle: Izgara et (200 gram), taze meyve Akşam: Hiçbir şey 8. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme seker Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haslanmış ıspanak, 1 domates Akşam: 1 biftek(200 gram), zeytinyaglı ve limonlu yeşil salata 9. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve 10. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 domates, 1 meyve Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata 11. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir Aşam: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt 12. gün Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu) Öğle: Haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı) Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli 13. gün Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç Akşam: Derisi alınmiş tavuk (200 gram), salata

DİYET LİSTESİ

Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyetlere büyük bir talep var. Kimi diyetisyenler bu diyetlerin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor. Ancak 35 yaş üstü kişilerin ve sağlık problemi olanların Amerikan Kalp Vakfı nın diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz. 1. GÜN Kahvaltı Yarım greyfurt 1 dilim tost ekmeği 2 çorba kaşığı fıstık ezmesi Şekersiz çay / kahve Öğle Yarım porsiyon ton balığı 1 dilim tost ekmeği Şekersiz kahve/çay/soda Akşam 2 dilim et 1 tabak yeşil fasülye 1 küçük elma 1 tabak vanilyalı dondurma (3 top) 2. GÜN Kahvaltı 1 yumurta Yarım muz 1 dilim tost ekmeği Şekersiz çay/kahve Öğle 1 tabak lor peyniri 3 tuzlu kraker Akşam 2 sosis 1 tabak brokoli veya karnıbahar Yarım tabak havuç Yarım muz Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top) 3. GÜN Kahvaltı 5 tuzlu kraker 1 dilim cheddar peynir 1 küçük elma Şekersiz kahve/çay Öğle 1 katı yumurta 1 dilim tost ekmeği Akşam 1 tabak ton balığı 1 tabak karnıbahar Yarım kavun Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top) 6 ÖĞÜNLE ZAYIFLAYIN Dayanamadınız ve atıştırmaya başladınız. Hemen kalbinizin sesini dinleyin. Kalbiniz eğer atıştırma sonrası kendinizi daha kötü hissedeceğinize dair uyarılar veriyorsa hemen soluklanın ve ortamdan uzaklaşın.Lokmalar arasında çatalınızı bırakmanız, yemek sırasında durup şöyle rahatça sırtınızı sandalyeye dayamanız olumsuz duyguların uzaklaşmasını sağlayabilir. Yemeğe karşı oluşan bir anlık duygusal boşluk ortadan kalktığında kontrolün yiyecekte değil kendi ellerinizde olduğu anlayacaksınız. Acıkmadan yemeğe başlamak büyük hatadır. Zira yemeği kesmek daha zor olacaktır. Yemek yemenizin fiziksel açlıktan olduğuna karar verdiğinizde acele etmeden, neyi ve neden yemek istediğinizi düşünerek hareket edin.Açlık ve iştahı iyi ayırt etmek gerekir. Bu ikiliyi çok iyi kontrol etmek gerekir. Açlık var olma mücadelesinin tehlikeli bir sinyalidir. İştah ise haz gereksiniminin göstergesidir.Tüm bu duyguları frenlemek için her şeyden önce güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmanın ilk yolu ‘hayır’ demesini bilmekten geçiyor.” ÖRNEK DİYET PROGRAMI Uyanınca . 1 bardak oda sıcaklığında su Kahvaltı . 1 porsiyon mevsim meyvesi . Şekersiz limonlu açık çay . 1 ince dilim kepek ekmeği . 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir . 4 adet yeşil ya da siyah zeytin . 1 porsiyon domates – salatalık – yeşil biber Kuşluk . 1 porsiyon mevsim meyvesi . 2 adet grisini lŞekersiz bitkisel çay Öğle . 2 adet köfte büyüklüğünde tavuk veya peynir ilâveli 1 porsiyon yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edin) . 2 ince dilim kepek ekmeği . 1 su bardağı diyet yoğurt İkindi . 1 porsiyon mevsim meyvesi . 1/4 sokak simidi . 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir . Şekersiz limonlu açık çay Akşam . 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1 porsiyon 4 yemek kaşığı mevsim sebzesi veya sınırsız mevsim salatası . 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1.5 su bardağı kepekli makarna ya da pilav veya 12 yemek kaşığı kuru baklagil . 1 su bardağı diyet yoğurt Gece . 1 porsiyon mevsim meyvesi Yatarken . 1 bardak oda sıcaklığında su

8 Mayıs 2012 Salı

YÜKSEK TOPUKLU AYAKKABILARDAKİ TEHLİKE

Daha şık ve daha estetik görünebilme anlamında tercih ettiğimiz ve severek giydiğimiz “topuklu ayakkabılar” vücut üzerinde çeşitli zararlara yol açabiliyor “8 santimetreden yüksek topuğu olan bir ayakkabı postür adı verilen bu fizyolojik duruşu bozarak, dizlerin ve kalçanın hafif bükülmesine, belin öne doğru kamburlaşmasına ve belin normal olan çukurluğunun artmasına neden olur. Bel, kalça, diz, bacak kaslarında, ayak bileğinde ve ayağın ön kısmında postür bozukluğundan kaynaklanan anormal kuvvet yoğunlaşması ise çeşitli hastalıklara yol açar. Genellikle 40-50 yaş grubunu etkileyen ayak parmaklarındaki kemik çıkıntıları, doğuştan olabildiği gibi genç yaşlarda da görülebiliyor En önemli nedeni, kadınların yüksek topuklu ve ucu sivrilen ayakkabıları tercih edilmelidir. “KAS KISALMALARINA NEDEN OLUR” Anormal yüklenme yerlerinde kas kısalmaları olduğu , “Örnek olarak bel çukurluğu artınca belin arka kasları, kalçanın yükü arttığı için ise kalçayı büken kaslar, en önemlisi de bacak kasları kısalır. Bu kısalma eklem hareketlerinin fizyolojik genişliğini azaltır. Eklem esnekliğinin azalması eklem kıkırdağına anormal yük bindirerek, kireçlenmeye neden olur. Özellikle bacak kaslarının kısalarak ayak bileği eklemine yük bindirmesi ayak tabanında bulunan zarı kısaltır, topuk ağrılarına yol açar. Ayak parmaklarında pençeleşme görülür. Pençeleşme sonucunda ayak parmak sırtlarının ayakkabıyla çok sık teması bu bölgelerde nasır oluşumuna sebebiyet verir. Önleri çok dar ayakkabılarda ise başparmak çarpıklıkları meydana gelir. Ayrıca ayağın önde sıkışması parmakların dar bir alanda birbirlerine doğru itilmeleriyle parmak arasından geçen parmak sinirlerinin sıkışmasıyla sinir hasarına yol açarak bu bölgede kalınlaşma ve ayak uyuşmasıyla belirti veren rahatsızlara neden olur” Kadınların yüksek topuklu ayakkabı tutkusundan vazgeçmeden sağlıklı kalmalarının birkaç noktaya dikkat etmeleri ile mümkün olabileceğini kaydeden Yazıcı, “Öncelikle yukarıda bahsedilen uzun süreli kullanımın sakıncaları bilinmelidir. Kişinin ayakkabı alırken ayağın şekline uygun olanları tercih etmesi gerekir. Yüksek topuklu, dar kalıplı ve ucu sivri ayakkabılardan kaçının en uzun parmak ile ayakkabı ucu arasında bir santim boşluk olmasına dikkat edin. Ayakkabıyı giydikten sonra mutlaka yürüyerek deneyin. Çok sıkı ayakkabıları zamanla ayağınıza alışır düşüncesiyle almayın. Haftanın dinlenme günlerinde normal topuklu olarak tanımlanan 5 santimetre yüksekliğinde topuk ve önü geniş ayakkabı ya da muadili olan spor ayakkabısı giyilerek ayaklar dinlendirilmeli, yürüyüş, koşma gibi egzersizler yapılmalıdır. Egzersizin içine mutlaka bacak arkası kaslarının gerilmesi dahil edilmelidir. Bu germe egzersizi için oturmalı, bacaklarınızı uzatmalı, dizleri düzleştirilmeli, ayak bileklerinizi kendinize doğru çekmeli ve dizinizi yukarı kaldırmadan ayak ucuna değmeye çalışmalısınız. Oturur vaziyette iken fasılalarla ayak bileği yürüyüş hareketine benzer biçimde çalıştırılmalı, topuklu ayakkabı çıkartıldıktan sonra düz topuklu, tercihen spor ayakkabı ile 30-45 dakikalık yürüyüşler yapılmalı. Günde en az 2 litre su içilmeli. Bu basit önlemle yüksek topuklu ayakkabınızı sağlıklı bir şekilde uzun yıllar giyebilirsiniz” dedi.

ERKEĞİN İLGİSİNİ ÇEKEN ŞEYLER

Bir erkeği etkilemek ve onu kendinize bağlamak istiyorsanız, öncelikli olarak bir erkeğin ilgisini neler çeker öğrenmeli ve bu bilgiler ışığında önerileri takip etmelisiniz. Peki erkeklerin ilgisini çeken şeyler nelerdir? Gelin bunu aşağıdaki makalemizden hep birlikte öğrenelim. 1- Saçlarınızın ne kadar dolgun olduğu Erkekler ilk çağlardan beri, gür saçlı kadınlardan hoşlanıyorlar.Çünkü onlara göre saçlardaki bu dolgunluk hissi, kadınların sağlıklı ve doğurgan olduklarını gösteriyor. 2- Arkadaş grubunuzun genişliği Çok kalabalık bir arkadaş grubuna sahip olmanız erkeklerin size yaklaşmak konusunda endişe yaşamalarına neden olabilir. Yanınızda sadece bir arkadaşınızın olması da arkadaşınızla rekabet edemeyeceğini düşündüğünden ciddi bir soru işaretidir.Bu nedenle genellikle en mükemmel arkadaş sayısı üçtür. Arkadaşlarınızın geceye siz olmadan devam edebileceğini bilmek çevrenizdeki erkekleri rahatlatır. 3- Cildinizin ne kadar parladığı Erkekler, ışıl ışıl bir cildi, akıl sağlığının yerinde olmasıyla bağdaştırıyorlar. Sivilcelerin; stres ve endişe sonucunda oluşup, cildi solgunlaştırması bunun en büyük sebebi.Bu da demek oluyor ki, yanaklarınıza sürdüğünüz allık ve yüzünüze uyguladığınız bronzlaştırıcılar kesinlikle işe yarıyor. Bu yolda ilerlemeye devam edin. 4- Sesinizin tonu Araştırmalar erkeklerin yüksek perdeden çıkan seslerden belirgin bir şekilde hoşlandıklarını gösteriyor.Bunun sebebi, hem genetik hem de duygusal şartlanmalardır. Çünkü tiz ve canlı bir ses tonu, gençliğin ve yüksek yaşam enerjisinin göstergesidir. 5- Bel ve kalçanız arasındaki orantı Belinizin kalçanızdan fark edilir derecede ince olması doğurganlığınızın göstergesi olarak hanenize puan eklenmesini sağlıyor. yazgulu.bizBu yüzden bol elbisenizle geniş bir kemer takarak vücudunuzun sahip olduğu kum saati görünümünü daha da ön plana çıkarabilirsiniz. 6- Gözleriniz Gözler, vücudunuzdaki diğer yerlere kıyasla en çok dikkat çeken yerinizdir.Gözlerinize yaptığınız yoğun ve koyu bir makyaj ile hoşlandığınız erkeğin daha çok ilgisini çekebilirsiniz. 7- Neyin sahte olduğu Burada karakter özelliklerinden değil, fiziksel sunilikten bahsediyoruz. Erkekler, takma kirpik veya tırnakların sadece dikkat çekme çabası içinde olan kadınlar tarafından tercih edildiğini düşünüyorlar. Özetle, ne kadar doğal olursanız, o kadar kazançlı çıkarsınız.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

ÖPÜŞMEYLE İLGİLİ BİLİNMEYENLER

1.Sinir uçları Dudaklarınızda parmaklarınıza göre 100 kat daha fazla sinir ucu bulunmaktadır. Bu nedenle partnerinizi öperek uyandırmalı ve cinsel ilişkiden sonra mutlaka öpmelisiniz. Bu son derece tatmin edici olacaktır. 2.Veda öpücüğü Ayrılırken yanağına kondurduğunuz rutin, ufak ve hızlı bir öpücük onda, duygulu olmadığın hissini yaratacaktır. Bir daha ki buluşmanızda şaşırtarak dudağından öpmen kararlı bir aşık olduğunu gösterecektir. 3.Erkeklerin %40'ı söylüyor Buharlı bir banyonun ardından uzun ve sıcak bir öpücüğün, yatak odasındaki verimi arttırdığını söyleyen erkeklerin sayısı oldukça fazla. 4.Dokunuş Öpüşme sırasındaki ufak dokunuşlar hem sizi hem de parnerinizi heyecanlandıracaktır. Ona sarılmanız arzuladığınızı gösteriyor. 5.Kulağın sırrı Kulağına konduracağın ufak öpücükler onun için anahtar işaretler olacaktır. 6. Agresif olun Yapılan araştırmalarda agresif olmanız çoğu zaman onu daha da arzulu hale getiriyor. Ancak sadece bu yeterli değil duygusuz olmaz. Bu ona aşık olduğunuzun kanıtıdır. 7.Uykudan önce Erkekler kadınlara göre uyku öncesinde daha çok öpüşmek istiyorlar. Uyumadan önce sıcak bir öpüşme size iyi gelecektir. 8. Kadınları %54'ü 18 ila 24 yaşları arasında, başka bir kızı öptüğünü söyleyen kadınların oranı %54'ü buldu. Bu rakam 24 ila 34 yaş arası için %43'e düşüyor. 9. Sadakatin singesi İnsanlar Ortaçağ'dan beri öpüştükleri parnerleriyle aralarında anlaşmalar imzaladılar. Bu sadakatin bir simgesi.

ÖPÜŞMEK-NEDEN ÖPÜŞÜRÜZ

Gayri resmi bir kutlama ya da şiddetli romantik bir jest olarak kullanalım, öpüşmek açıklamalara meydan okuyan yerleşik insan davranışlarından birisidir. Pek çok maksadı farklı anlamlar taşısa da doğada aynıdır. Peki öyleyse bu eylemi neden bu kadar seviyoruz? Bir öpücük sadece bir öpücük değildirÖpüşmeyi araştıran bilim adamları, insanların en başta niye birbirlerinin dudaklarına yöneldiklerinden tam olarak emin değiller. En olası teori, primat annelerin çiğnedikleri yiyecekleri yavrularının dişsiz ağızlarına vermelerine dayanıyor. Dudak dudağa temas evrim geçirmiş olabilir, sadece idamenin gereği zorunluluklar değil sosyal bağ kurma için ve aşkın ifadesi olarak da. Ama o zamandan bu yana öpüşmede bariz bir devrim yaşandı. Artık öpüşmenin sadece yemek transferinden çok, kritik bilgi transferine yardımcı olduğuna inanılıyor. Romantik bir kur olarak öpüşmek iyi bir partner seçmeye, kimyasal sinyaller yollamaya ve uzun dönem ilişkilerine atılan ilk adıma yarıyor. Tüm bunlar evrimin ana hedefi için önemli; verimli üreme. Öpüşmek, öpüştüğümüz kişinin kasten tasfiye etmediğimiz asli karakteristik özelliklerini değerlendirme fırsatı tanıyor. Bu bilgi alışverişi feromonlar (hayvanlar arasında mesajlar yollamalarına yardımcı olan kimyasallar) tarafından kolaylaştırılır. Feromonların insanlarda da işe yaradığına dair yapılan araştırmalar sürüyor. Öpüşmek, daha fazla zaman ve efor harcamadan önce bir kadının karşısındaki eş adayının kendisi için iyi olup olmadığını değerlendirmesi için bir aşama olabilir. Yani kötü bir ilk öpücük kötü bir ilk randevudan daha kötüdür, çünkü birini telafi etme şansınız varken diğeri kimyasal uyumsuzluğun işaretidir. ERKEKLER DİKKATSİZ, KADINLAR SEÇİCİDİR. Davranışsal araştırmalar bu biyolojik muhakemeyi destekliyor. 2007’de, Albany Üniversitesi’nde 1,041 öğrenci üzerinde yapılan araştırmada, erkek ve kadınların öpüşmeyi farklı algıladıklarını gösterdi. Kur yapma aşaması ortak olmasına rağmen, kadınlar öpüşmeyi daha çok önemsiyor ve çoğu öpüşmeden önce seks yapmaya yanaşmıyor. Erkekler, diğer yandan, daha önce öpüşmedikleri bir kadınla cinsel ilişkide bulunabiliyor, hatta iyi öpüşmeyen bir kadınla da cinsel ilişkide bulunmaktan çekinmiyor. Kadınların eş seçiminde daha özenli oldukları düşünüldüğünde, öpüşme konusunda bu farklılıklar anlam kazanıyor. Erkekler aynı zamanda Fransız öpücüğü için de daha hevesli oluyor, bunun sebebi de tükürüğün libidoyu yükseltebilecek testosteron içermesi. Uzmanlar ayrıca, bir kadının östrojen oranını tahmin edebiliyor, doğurganlığını düzenleyen. Öpüşmek sadece eş seçmeye yardım etmez, aynı zamanda iyi de hissettirir. Bunun sebebi öpüşmenin kimi iyi-hissettiren kimyasalları serbest bırakması, stresten arınmayı ve sosyal bağ kurmayı yükselten kimyasalları. Araştırmacı Wendy Hill ve Lafayette College öğrencileri çiftlerin bağlanması ve bir araya gelmesini sağlayan oksitosin ve stres hormonu olan kortizolün öpüştükten sonra ne gibi değişikliğe uğradığını inceledi. Bir grup uzun süreli ilişkisi olan çifti kullanarak, kortizol seviyesinin öpüştükten sonra düştüğünü buldular. İlişkiler ne kadar uzun süreliyse, kortizol seviyesi o kadar düşüyor. Kontrol grubunda, henüz ilk defa el ele tutuşmuş çiftlerde de kortizol seviyesinin düşmesi sosyal bağlılığın genel olarak stresi azalttığını gösteriyor, sadece öpüşmek değil. Oksitosin seviyelerine bakıldığında ise, araştırmacılar her iki cinsiyette de artış beklediği halde sadece erkeklerde yükseldiğini keşfetmişlerdir. Bunun sebebi olarak kadınların bağlılık için öpüşmekten fazlasını deneyim etmeleri gerektiği ya da laboratuarın steril ortamının kadınların bağlılık hissetmesi için çok da uygun bir ortam olmadığı fikrini geliştirdi. Öpüşmek, öyleyse, sadece eş seçiminde değil, bağlılıkta da rol oynuyor. Evrimci bir biyoloji uzmanı olan Helen Fischer, öpüşmenin 3 ana şekli olduğuna inanıyor: cinsel dürtü, testosteron tarafından kontrol edilen; romantik aşk, dopamin ve diğer iyi-hisset hormonları tarafından kontrol edilen ve sevgi-bağlılık, oksitosin gibi bağlılık kimyasalları içeren. Öpücük aslında hepsini de birbirine bağlıyor diyor uzman; romantik öpücüklerde salgılanan tükürüğün içinde testosteron var; romantizmi besleyen iyi-hisset kimyasalları öpüştüğümüzde paylaşılıyor ve öpüşmek aynı zamanda bağlılığı teşvik eden kimyasalları salıyor ki bunlar da ilişki süresinin uzamasına yardımcı oluyor, tüm bunlar ise elbette üremeyi destekliyor. Koklamak, sarılmak ve sağa dönmek Ve insanlar için öpüşmenin gereklilik olduğu düşünülürken hala %10’unun öpüşmediği biliniyor. Yani öpüşmeyi genetik ve uyumluluk bilgisi edinmek için kullansak da öpüşmeye olan düşkünlük aynı zamanda bizi sarmalayan kültürel inançlarla da ilgili. Ne sebeple ve ne şekilde öpüşüyor olursak olalım, sabit bir şey var: öpüşürken insanların döndüğü taraf. Neredeyse her zaman sağ. Bu davranışsal asimetri bebeklik esnasında ve gebeliğin son haftalarında yapılan baş döndürme tercihinden kaynaklandığı düşünülüyor. Tüm bunlardan sonra, öpüşmekle ilgili aslında en güzel olanı, öpüşürken bunların hiçbirini düşünmek zorunda olmamanız. Sadece gözlerinizi kapatıp kendinizi doğanıza teslim etmeniz yeterli…

6 Mayıs 2012 Pazar

ZEYTİNYAĞLI TAZE BÖRÜLCE

Zeytinyağlı taze börülce için porsiyon ölçüsü: 8 yemek kaşığı ( 2 servis kaşığı) 1 Porsiyon zeytinyağlı taze börülcenin değişim karşılığı: 1 sebze+1 yağ 1 Porsiyon zeytinyağlı taze börülcenin kalorisi: 100 kalori Malzemeler ( 4 kişilik) Yarım kilo taze börülce 2 büyük boy kuru soğan 5–6 diş sarımsak 2 tatlı kaşığı paprika biber sosu ya da toz kırmızıbiber 2 büyük boy domates 1 adet kırmızı taze biber 2 adet çarliston biber 1 tatlı kaşığı tuz 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı 1 tatlı kaşığı pişirilebilir toz tatlandırıcı (ya da 2 kesme şeker) YAPILIŞI Börülceleri önce yıkayın ardından uçlarını alıp dildiğiniz boyda kırın. Soğan ve sarımsağı ince ince doğrayın. Domates ve biberleri küp küp doğrayın.Tencereye sırasıyla soğan, börülce, domates, sarımsak, kırmızı toz biber ve taze biberleri yerleştirin. Malzemeleri üç eşit parçaya bölüp katmanlar halinde bu sırayla tencereye dizerseniz lezzeti daha güzel olur. (Çelik tencere ya da düdüklü tencere kullanabilirsiniz.En üste tatlandırıcı, tuz ve zeytinyağını gezdirip ½ su bardağı su ekleyin. Düdüklü tencerede yapıyorsanız kapağını kapayın ve kaynadıktan 6–7 dakika sonra ocağı kapatıp kendi halinde soğumaya bırakın. Çelik tencerede yapıyorsanız kısık ateşte kapağını açmadan 20-30 dakika pişirin suyu azaldığında sıcak su ekleyebilirsiniz. Cam saklama kabına alıp ılıdıktan sonra buzdolabına kaldırın ve soğuk servis yapın.

OĞMAÇ ÇORBASI

6 PORSİYON MALZEMELER Un 2/3 su bardağı Yoğurt 1 su bardağı Yumurta 1 adet Tereyağı 3 yemek kaşığı Maydanoz 2/3 demet Su 5 su bardağı Tuz 2 tatlı kaşığı YAPILIŞI Unu bir tepsiye eleyin. Tuzun ¼’ünü ekleyin, ortasını açın, yumurtayı kırın. Kulak memesi kıvamında bir hamur yoğurun. Hamuru iki avucunuzun arasında mercimek tanesi kadar ovalayarak taneleyin. Hamur bitinceye dek işlemi sürdürün. Maydanozu ayıkladıktan sonra yıkayın ve ince ince doğrayın. Su, yağ ve tuzu bir tencerede kaynatın. Oğmacı yağlı suya yavaş yavaş ekleyin, kaynayıncaya dek karıştırın. Maydanozu ekleyin ve 10 dakika pişirin. Yoğurdu çırpın, çorbaya yavaşça ekleyin, kaynayınca ocağı kapatın. Adını yapılan işlemden alan “Oğmaç Çorbası”, Bolu, Denizli, Kütahya, Manisa ve Burdur’da yapılır. Burdur’da “Ömek Çorbası”, İç Anadolu’da “Uğmaç Çorbası” denir ve çorba pişince yağ-salça karışımı konur. Manisa ve Kütahya’da maydanoz yerine nane konur. Bu tarifin 1 porsiyonu yaklaşık 120 kalori, 3 gr protein, 6 gr yağ, 11 gr karbonhidrat, 55mg kalsiyum, 23 mg kolesterol içerir.